PORTRE | Valerien Ismael: Rekor bedelle transfer oldu, ateşten geçti, Avusturya'da pişti

Valerien Ismael, Guadaluplu bir baba ile Fransız bir annenin çocuğu olarak 28 Eylül 1975'te Strasbourg'da dünyaya geldi. Büyükbabası Alman olan Ismael çok kültürlü bir ailenin çocuğu olarak yetişmenin faydasını kariyeri boyunca görecek ve gittiği takımlara rahatça uyum sağlayacaktı.

Profesyonel kariyerine doğduğu şehrin takımında başlayan Ismael, Strasbourg formasıyla ilk maçına 15 Ocak 1994'te çıktı. Beş yılda Fransa Ligi'nde 77 maçta oynayan Ismael, takımının UEFA Kupası'na katılmasıyla Avrupa sahnesinde de kendini gösterme şansı yakaladı. Bu sayede Premier Lig ekiplerinden Crystal Palace'ın ilgisini çekmeyi başardı.

Londra ekibinin 1998'de Ismael için Strasbourg'a ödediği 3.8 milyon euro'luk bonservis bedeli, Fransız oyuncuyu kulüp tarihinin en pahalı transferi yapmıştı.

Ancak işler iki tarafın da umduğu gibi gitmedi. Crystal Palace formasıyla sadece 15 maça çıkan Ismael, bir yıl sonra 1.8 milyon euro karşılığında Lens'in yolunu tuttu.

Ardından eski takımı Strasbourg'a dönen Ismael, Werder Bremen ile başladığı Bundesliga macerasını Bayern Münih gibi bir devle sürdürdü.

Ismael'in Bayern Münih forması giydiği 2005/06 sezonunda, Felix Magath yönetimindeki takım Bundesliga-Almanya Kupası dublesi yapmıştı.

Bayern o sezon maçlarının büyük bölümünü kazanmıştı, fakat Magath'ın az sayıdaki kötü sonuca bile tahammülü yoktu. Ismael, berabere kaldıkları bir maçın ardından yaşadıkları deneyimi şu sözlerle anlatıyor:

"Beraberliğin ardından tesislere geldik. Magath'ın ilk söylediği şey şu oldu: 'Sahaya gidiyoruz, antrenman yapacağız'. Saat sabahın dördüydü. Çok şaşırmıştık, üzgündük, yorgunduk ve sadece eve gitmek istiyorduk."

Ismael yolu Bayern'e düştüğünde Almanya'da şampiyonluk sevincini çoktan tatmıştı. 2003/04 sezonunda Strasbourg'dan Ismael'i kiralayan Werder Bremen, Bayern Münih'in altı puan önünde ipi göğüslemişti.

Werder Bremen'in bu sürpriz zafere imza atan kadrosunda Ümit Davala ile bir dönem Beşiktaş forması giyen Ailton da yer alıyordu.

Bayern Münih'ten sonra bir buçuk sezon Hannover forması giyen Ismael 2009'da aktif futbolculuk yaşamını noktaladı ve kulübün teknik ekibine dahil oldu.

2011'de Hannover rezerv takımının başına geçen Ismael, bir yıl da Wolfsburg rezerv takımını yönettikten sonra A takım seviyesindeki ilk teknik direktörlük deneyimi için Nürnberg'le anlaştı. Ancak ilk 14 maçtan sadece dört galibiyet çıkarabildi ve Nürnberg macerası Kasım ayında son buldu.

Kısa bir Wolfsburg macerasının ardından Yunan ekibi Apollon Smyrnis'in başına geçen Ismael, kulüp başkanıyla yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle takımın başında sadece bir maç çıkabildi.

2019'da LASK Linz'de hem sportif direktör, hem teknik direktör olarak göreve getirildi ve kulübe Avrupa kupalarındaki en büyük başarısını kazandırdı.

Tarihinde ilk kez Avrupa Ligi'nde mücadele eden Avusturya ekibi; Sporting Lisbon, PSV Eindhoven ve Rosenborg'la birlikte yer aldığı grubu lider bitirdi. Son 32 turunda Alkmaar'ı eleyen LASK, bir sonraki turda Manchester United'a elenerek kupaya veda etti.

Bir sonraki sezon Barnsley'nin başına geçen Ismael, takımı Championship'te beşinci sıraya taşıdı. Ancak playoff yarı finalinde Swansea'ye elenerek Premier Lig şansını kaçırdılar. Ismael yeni sezonda Championship'e düşen West Bromwich Albion'ın başına geçti, fakat alınan başarısız sonuçlar nedeniyle Şubat ayında görevine son verildi.

Ismael futbol gibi değişken ve dinamik bir sporda çağa ayak uydurmanın ne kadar önemli olduğunun farkında. Barnsley'nin başındayken verdiği bir röportajda bu konudan şöyle bahsediyor:

"Magath'la yaptığımız sezon öncesi kamplarında sanki savaşa gidecek gibi hazırlanırdık. Ekibinizle, taraftarlarla ve sponsorlarla olan iletişim biçiminizi ve yönetim şeklinizi sürekli adapte etmeniz gerekiyor. Teknik direktörlük 10 yıl öncesine göre çok farklı bir meslek."

Ismael, Ada günlerinde verdiği bir diğer röportajda ise disipline ve takım içi birlikteliğe verdiği öneme vurgu yapıyor.

"İlk kuralım bir arı sürüsü gibi, yoğun şekilde çalışmak. Birimiz tökezlersek, hepimiz ölürüz."