Galatasaray'da oynamış en kariyerli 10 yabancı futbolcu

Uruguaylı file bekçisi, 412 maç ile Galatasaray tarihinin en fazla forma giyen yabancı oyuncusu unvanını elinde bulunduruyor.

2011'den bu yana sarı kırmızılı formayı giyen Muslera, hala Galatasaray'ın omurgasını oluşturan temel parçalardan biri olmayı sürdürüyor. Bu sezon yaşadığı sakatlık, yokluğunda Galatasaray'ın ne kadar zorlandığını gözler önüne serdi.

Galatasaray'da beş Süper Lig, dört Türkiye Kupası ve beş Süper Kupa şampiyonluğu yaşayan Muslera, Uruguay milli takımıyla da 2011'de Copa America'yı kazanmıştı.

Galatasaray tarihinin tartışmasız en önemli yabancı futbolcusu olan Hagi, birçoklarına göre Türkiye'ye ayak basmış en yetenekli isim.

Sarı kırmızılı formayla çıktığı 192 maçta 71 gol atıp 64 asist yapan 'Karpatların Maradonası', UEFA Kupası'nı müzesine götüren ve Süper Lig'de üst üste dört kez şampiyon olan takımın hem ruhu, hem de beyniydi.

Galatasaray'a gelmeden önce Real Madrid ve Barcelona gibi iki devin formasını da giyen Hagi, daha kariyerinin ilk yıllarında Steaua Bükreş'i Şampiyon Kulüpler Kupası finaline taşımıştı.

1994'te Ballon d'Or oylamasında dördüncü sırayı alan Rumen yıldız, 1994 Dünya Kupası'nda sergilediği performansla turnuvanın en iyi 11'ine seçilmişti.

Galatasaray'a geldiğinde Popescu'nun CV'sinde PSV, Tottenham ve Barcelona gibi çok önemli takımlar yer alıyordu.

Bülent Korkmaz'la tarihin en iyi stoper ikililerinden birini oluşturan Rumen savunmacı, UEFAKupası finalinde Galatasaray'a şampiyonluğu getiren son penaltıyı atarak ölümsüz bir anın kahramanı olmuştu.

Maçı anlatan TRT spikeri Levent Özçelik'in "Haydi Popescu, haydi oğlum" sözleri hala Galatasaray taraftarlarının kulaklarında.

Ajax'ta parladıktan sonra Real Madrid'e transfer olan Hollandalı, burada geçirdiği iki sezonda beklentilerin altında kalmıştı. Ama Mourinho idaresindeki Inter'de adeta yeniden doğdu ve müthiş başarılara imza attı.

Inter 2009/10 sezonunu Serie A-Şampiyonlar Ligi dublesiyle tamamlarken, Sneijder de devler Ligi'nin asist kralı oldu ve UEFA tarafından yılın en iyi orta saha oyuncusu seçildi.

Galatasaray'da iki Süper Lig şampiyonluğu yaşayan Sneijder'in milli takım kariyeri de oldukça parlak. Hollanda'yla 2010 Dünya Kupası'nda final oynayan, 2014 Dünya Kupası'nda ise üçüncü olan Sneijder, 2010'daki turnuvada Gümüş Top ödülünü kazanmıştı.

2000'lerin başında Premier Lig'i sallayan Leeds United kadrosunun en önemli yıldızlarından biri olan Harry Kewell, Avustralya futbolunun yetiştirdiği en önemli yetenekler arasında.

2003-2008 yılları arasında Liverpool formasını giyen Kewell, ardından üç sezon Galatasaray'ın başarısı için ter döktü.

"Oz Büyücüsü" lakaplı oyuncu, tekniğinin ve hızının yanı sıra hırslı yapısıyla da taraftarların sevgisini kazanmıştı. Kewell'ın UEFA Kupası'ndaki Hamburg maçında mecburiyetten stopere geçmesi ve sergilediği harika performans Galatasaray kariyerinin en unutulmaz anıydı.

Brezilyalı yıldız yeşil sahaların gördüğü en kutuplaştırıcı karakterlerden biriydi. Oynadığı takımın taraftarları onu çok severken, rakip takımların taraftarları hakkında pek olumlu düşüncelere sahip değildi.

Bu durumun meydana gelmesinde elbette Melo'nun sıradışı karakteri ve zaman zaman çizgiyi aşan tavırlarının büyük etkisi vardı.

İtalya'da Fiorentina, Juventus ve Inter formaları giyen, Galatasaray'la üç Süper Lig şampiyonluğu yaşayan Melo, 2009'da Konfederasyonlar Kupası'nı kazanan Brezilya milli takımının da bir parçasıydı.

Arsenal maçında yaptığı kurtarışlarla UEFA Kupası zaferinin en büyük kahramanları arasına giren Taffarel, Galatasaray'da sadece üç sezon oynamasına rağmen kulüp tarihinde özel bir yere sahip.

İlerleyen yıllarda Galatasaray teknik kadrosunda da görev alan 'Tafi', dünya çapında kulüp kariyerinden çok milli takımdaki başarılarıyla hatırlanıyor. 1994 Dünya Kupası'nda şampiyon Brezilya'nın kalesini koruyan Taffarel, 1989 ve 1997 yıllarında iki kez Copa America'yı kaldırmıştı.

Galatasaray'a transferiyle büyük ses getiren Fildişili yıldız, kısa süren Türkiye macerasında önemli izler bırakmayı başardı. Drogba, 2012/13 sezonunda Süper Lig'i kazanan, bir sonraki yıl ise Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale çıkan Galatasaray'ın gol ayağıydı.

Türkiye'deki Drogba sevgisinin boyutları öyle bir noktaya gelmişti ki, duvarlarda 'Çare Drogba' yazıları görmeye bile başlamıştık.

Bir Chelsea efsanesi olan Drogba, Premier Lig'de çıktığı 254 maçta 104 gol attı. Londra ekibiyle dört Premier Lig ve bir Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanan Drogba, Fildişi Sahili tarihinin de en golcü oyuncusu.

Sempatik tavırlarıyla sadece Galatasaray taraftarlarının değil, Türk halkının da sevgisini kazanan 'Poldi', sarı kırmızılı formayla geçirdiği iki sezonda bizden biri oluvermişti.

Galatasaray'da çıktığı 75 maçta 34 gol atıp, 18 asist yapan Polonya asıllı Alman yıldız, Almanya adına 130 maçta kaydettiği 49 golle milli takımın efsaneleri arasına girdi.

Podolski, Galatasaray öncesinde Köln, Bayern Münih, Arsenal ve Inter formaları da giymişti.

Galatasaray taraftarlarını en çok hayıflandıran konulardan biri, Franck Ribery gibi bir yeteneğin elde tutulamayışıdır. 2004/05 sezonunun ortasında Metz'ten transfer edilen Ribery, sadece yarım sezon sarı kırmızılı formayı giydikten sonra Marsilya'ya gitti.

Marsilya'da geçirdiği iki sezonda iyice parlayan Ribery, ardından Bayern Münih'te dünyanın en büyük yıldızlarından birine dönüştü. Bayern'de dokuz Bundesliga ve bir Şampiyonlar Ligi zaferi kazanan Fransız oyuncu, 2006 Dünya Kupası'nda ise final oynamıştı.