Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe forması giydirdiği 11 yıldız futbolcu

EURO 2000'de Fransa ile şampiyonluk yaşayan, aynı yıl Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırıp Chelsea ve Arsenal ile Premier Lig zaferini tatmış Nicolas Anelka, Ocak 2005'te Manchester City'den 7 milyon euro bonservis bedeliyle Fenerbahçe'nin yolunu tutmuştu. Fenerbahçe formasıyla çıktığı 57 maçta 16 gole imza attı. 2006 yazında ise 12 milyon euro bonservis karşılığında Bolton'a satıldı. Anelka daha sonra Ocak 2008'de 18 milyon euro'ya Bolton'dan Chelsea'ye imza atmıştı ve bir sezon sonra Chelsea ile Premier Lig'de şampiyonluk yaşadı.

Maradona'dan sonra Arjantin Milli Takımı'nda 10 numaralı formayı giyen ilk oyuncuydu. Tekniği ve hızıyla bir River Plate efsanesi olmaktan çıkıp Avrupa'da da iz bırakabilirdi. Ancak sonunu alamadığı alkol problemi ve çalkantılı ruh hali, kariyerine büyük bir balta vurdu.

2000 yılında River Plate'e dönen ve muhteşem bir performans sergileyen Ariel Ortega, milli takımla Kore-Japonya finallerine katıldı. O dönem Fenerbahçe'ye transfer olacağı dedikoduları herkesi çok şaşırtmıştı. Arjantinli 10 numara, Türkiye'ye ayak bastığında havaalanında onu yoğun bir kalabalık bekliyordu.

Ama formasını büyük umutlarla giydiği Fenerbahçe'de uyum sorunu baş gösterdi. Ona yakıştırılan Maradona'nın varisi tanımını sahada karşılıyordu ancak problem oyunculuğuyla ilgili değildi. Asıl problem Ortega'nın çalkantılı ruh haliydi.

Fenerbahçe'nin eski futbolcusu Ali Güneş, Ariel Ortega'nın takımdan nasıl gittiğini şu sözlerle anlatmıştı: "Ortega, Türkiye'de mutlu değildi, kendi ayrılmak istedi. Samandıra Tesisleri'ndeki bir maç toplantısında ilk 11'de ismini göremeyince 'lavaboya gidiyorum' diyerek çıktı. Daha sonra eşyalarını toplayıp Arjantin'e gittiğini öğrendik."

Sözleşmesi devam etmesine rağmen Fenerbahçe'yi adeta terk eden Ortega, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi tarafından sarı-lacivertli kulübe 11 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

Dirk Kuyt, 2012 yılında 1 milyon euro karşılığında Liverpool'dan transfer edilmişti ve sarı-lacivertli formayla adeta harikalar yarattı.

Aziz Yıldırım o dönem transferi şu sözlerle yorumlamıştı: "Büyük bir transfer yaptık. Kuyt, 13-14 kulüp arasından Fenerbahçe'yi seçti. 4 aydır uğraşıyorduk."

Kariyerinde Utrecht formasıyla beşincilik, Feyenoord'da üçüncülük, Liverpool'da da ikincilik yaşayan Hollandalı, kulüp takımlarıyla ilk lig şampiyonluğuna Fenerbahçe formasıyla 2013-2014 sezonunda ulaşmıştı.

Dirk Kuyt, Fenerbahçe'de forma giydiği 3 sezonda bir Süper Lig, bir Türkiye Kupası ve bir Süper Kupa zaferi yaşadı. Bu sürede Süper Lig'de toplam 95 maça çıkan Kuyt, 26 gol kaydetti. Kuyt ilk sezonunda Aykut Kocaman'la, ikinci sezonunda Ersun Yanal'la, son sezonunda ise İsmail Kartal'la çalıştı ve üç farklı teknik direktörün de vazgeçemediği isim olmuştu.

Dirk Kuyt, Hollanda ile Türkiye arasındaki dostluğa katkısı nedeniyle o dönemlerde Hollanda - Türkiye dostluk ödülüne layık görülmüştü.

Bugün bile sol bek denince akla gelen ilk isimlerden biri Roberto Carlos. Kendi pozisyonunun tarihinde devrim yaratmış bir futbolcuydu. Real Madrid formasıyla Şampiyonlar Ligi kupasını tam üç kez kaldırmış, Brezilya ile Dünya Kupası'nda şampiyonluk yaşamıştı. 2007'de bedelsiz bir şekilde Real Madrid'den Fenerbahçe'ye imza atınca dünyanın en iyi sol bekini Süper Lig'de izleme şansını bulduk.

Süper Lig'de 65 maçta 6 gol ve 8 asist ile oynadı. 3 sezon boyunca formasını giydiği Fenerbahçe'de toplam 104 maça çıkarken 10 gol ve 10 asist ile mücadele etti. Yani neredeyse her 5 maçta 1 gol katkısı sağladı. Süper Lig'in marka değerine kazandırdıklarını söylemiyoruz bile.

Valbuena, 2017 yılında Fenerbahçe'ye Lyon'dan transfer oldu. Dinamik yapısı, çalımlarıyla dikkat çekiyordu ve birkaç maçta takımı kurtaran isim olsa da istikrarsız bir görüntü çizmişti. Bu, sarı-lacivertlilerin tarihindeki ikinci Fransız futbolcu transferiydi. Fenerbahçe, 2004-2005 sezonunun devre arasında Anelka'yı Manchester City'den transfer ederek tarihindeki ilk Fransız futbolcuyu renklerine bağlamıştı.

Marsilya'da gösterdiği performansla milli takıma kadar yükselen Valbuena, bu kulübün önemli isimlerinden biri haline gelmişti. Ancak 51 kez formasını giydiği Fransa Milli Takımı'na Karim Benzema ile 2015 yılında yaşadığı "şantaj" olayından sonra bir daha çağrılmadı.

2 yıl Türkiye'de kalan Valbuena, 2019'da Yunanistan ekiplerinden Olympiakos'a transfer olmuştu.

2003 yılında Feyenoord'dan takıma katılan Pierre van Hooijdonk, ilk lig şampiyonluğunu 2003-2004 sezonunda Sarı-lacivertlilerde yaşamıştı. Van Hooijdonk ve arkadaşları, Süper Lig'de bir sonraki sezon yine şampiyonluk yaşadı.

Hiç lig şampiyonluğu yaşayamasa da Van Hooijdonk, 2002'de Feyenoord ile UEFA Kupası'nı, 1995'te de Celtic ile İskoçya Kupası'nı kaldırmıştı. Hollanda'da ve Nottingham Forest'ta birer kez Yılın Oyuncusu seçilmişti.

PSV, Chelsea, Atletico Madrid gibi kulüplerin formasını terleten Kezman, 2006 yılında Atletico Madrid'den 9 milyon euro karşılığında transfer edilmişti.

Mateja Kezman, 2018 yılında Sırp basınından Vice Sports'a verdiği röportajda Fenerbahçe'ye transferini şu sözlerle anlatmıştı: "Teklif yapıldığında Madrid'den ayrılıp Türkiye'ye gitmek istemiyordum. Ancak kulübümün paraya ihtiyacı olduğunu öğrendim. Beni Fenerbahçe ile görüşmeye zorladılar. Benden para kazanmak istiyorlardı."

"İspanya'ya yeni yeni alışıyordum bu nedenle ayrılmayı saçma buluyordum. Kulüp yönetiminin ısrarları sonucu Fenerbahçe ile görüşmeyi kabul ettim ama imza atmam dedim. Fenerbahçeli yöneticilerle konuştum onlara 'Size gelirsem para için gelirim' dedim ve çok yüksek maaş talep ettim."

"Yöneticiler istediğim parayı önce fazla buldular ancak daha sonra istediğime yakın bir miktar teklif ettiler. Ben de sözleşmeyi imzaladım. Başlangıçta Türkiye ile ilgili ön yargılarım vardı. Şu an dönüp bakınca çok güzel iki yıl geçirdiğimi söyleyebilirim."

Uçan Hollandalı lakabıyla birçok futbol taraftarını kendine aşık eden Robin van Persie, 2015 yılında 6,5 milyon euro karşılığında Manchester United'dan Fenerbahçe'ye imza attığında yer yerinden oynamıştı. Sarı-lacivertlilerin, Hollandalı golcüden beklentisi oldukça büyüktü ancak Mario Gomez'in Beşiktaş'ta parladığı sezon, Van Persie için hayal kırıklıklarıyla geçti.

Manchester United'a 2007 yılında 25,5 milyon euroya transfer olan Nani, Şampiyonlar Ligi, FIFA Dünya Kulüpler Kupası, Premier Lig, İngiltere Süper Kupa ve İngiltere Lig Kupası zaferleri yaşamıştı. Henüz 19 yaşındayken Sporting Lizbon'da gösterdiği performansla büyük kulüplerin ilgisini çeken Nani, Alex Ferguson'un gözünden de kaçmamıştı. 2008'de Chelsea karşısında Manchester United ile Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırırken yalnızca 22 yaşındaydı.

2015 yazında 6 milyon euro karşılığında Kırmızı Şeytanlardan Fenerbahçe'nin yolunu tuttu. Bir yıl sonra da 8,5 milyon euro'ya Valencia'ya satıldı.

EURO 2016'da Portekiz ile birlikte şampiyonluk yaşamıştı.

Liverpool, 2010 yılında Porto’dan kadrosuna kattığı Raul Meireles için Portekiz ekibine 11.5 milyon sterlin ödemişti.

Meireles, Liverpool’da sergilediği başarılı performansın ardından 12 milyon sterlin’e Chelsea’nin yolunu tuttu. O dönemlerde Luca Modric’i transfer etmek isteyen Chelsea, Hırvat yıldızı alamayınca tercihini Raul Meireles’ten yana kullanmıştı. Chelsea’de geçirdiği bir yılda Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak sezona damga vuran oyunculardan birisi oldu. Ayrıca, Londra temsilcisiyle FA Cup sevinci de yaşadı.

2012 yılında 8 milyon sterlin’e Fenerbahçe’nin yolunu tutan Raul Meireles, 4 yıl Türkiye’de Sarı Lacivertli formayı giydi. Fenerbahçe’de oynadığı dönemlerde de farklı imajı ve etkili futboluyla taraftarın en sevdiği futbolculardan birisi oldu.

Alex De Souza yalnız Fenerbahçe'nin değil, Süper Lig'in gördüğü en iyi oyunculardan biri olarak veda etti Türkiye'ye. Fenerbahçe'de geçirdiği 8 yılda takımı ile 3 Süper Lig şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa kazandı. Alex bu sürede 2 defa gol kralı oldu. 2007-2008 sezonunda ise Şampiyonlar Ligi'nde asist kralı olmuştu.

2004 yılında Fenerbahçe'nin kapısından giren Alex, 2012 yılına kadar Süper Lig'de adeta tozu dumana kattı. Üç Süper Lig şampiyonluğu yaşarken Fenerbahçe formasıyla 344 maçta 171 gol atıp 145 de asist yaptı.

Ve belki de ondan sonra Fenerbahçe taraftarının gönlünde hiçbir oyuncu, "bir Alex olamadı."