Bir oyuncunun her özelliği 20 olur mu? Olur. İşte karşınızda Assane N'Diaye. Savunma özelliklerini ve fiziksel becerilerini bir kenara bırakıyorum, tekniği 20, bitiriciliği 16 olan bir stoperden, bir ön liberodan bahsediyoruz. Ne iş verseniz yapacak, her görevin üstesinden gelecek, rakibi tarumar edecek bir futbolcu.
Çocukken böyle oyunculara 'yaratık gibi topçu' derdik. Elbette buradaki yaratık kelimesi aşağılayıcı değil, aksine yüceltici bir anlam ifade ediyordu. 2000'lerin başında 'yaratık gibi topçu' klasmanında favorim Claude Makelele'ydi. Yıldızlarla dolu Real Madrid kadrosunda Beckham, Zidane, Figo orta sahasının yükünü çeken bu koca yürekli Fransız, 'Los Galacticos' olarak anılan efsane takımın gizli kahramanıydı.
'Yaratık gibi topçu' ekolünde bir sonraki neslin zirvesine Yaya Toure'yi geçirmiştim. Önce Barcelona, ardından Manchester City formasıyla istikrar abidesine dönüşen Fildişili bu zarif dev, 1.90 boyu ve kapı gibi gövdesine rağmen teknik, pas, şut ne varsa yalayıp yutmuş bir futbol makinesiydi. Bugünlerde ise bayrağı bir başka Fransız N'Golo Kante taşıyor. Neyse, konu birden dağıldı, N'Diaye'den bahsediyorduk.
Championship Manager 01/02'de özellik toplamı N'Diaye ile aşık atabilen sadece iki ön libero var: Biri Arsenal'in Fransız efsanesi Patrick Vieira, diğeri de Portakallar'ın karizmatik yıldızı Edgar Davids. İşin performans kısmına gelirsek, Vieira'nın oynadığı futbolun kalitesi ne yeşil sahada, ne sanal ortamda tartışılmaz. Ama Edgar Davids biraz daha ilginç bir vaka. Davids, CM 01/02'de özellikleri kadar oynamayan yıldızlardan biri. Eh, gerçek hayatta da fiyakalı gözlüklerinin sempatisiyle hakettiğinden fazla değer görürdü zaten. Bu durum oyuna da yansımış diyelim.
Ön liberolarla karşılaştırdık ama, N'Diaye'nin 'benim' diyen stoperlerden eksiği yok, fazlası var. Alın bunu ne yaparsanız yapın dercesine oyuna konmuş bir adam. Ön libero, sağ stoper, sol stoper, artık nereye en çok yakıştırıyorsanız orada oynatın, size kalmış.
Gelecek maç
Goal
GOALGelelim gerçek hayattaki N'Diaye'ye. Menajerlik oyunlarındaki büyüsünün yanına yaklaşamayan oyunculardan liste yapsak, uzunluğu en baba destanla kapışır. İşte N'Diaye de o listenin tepelerine yazılacak adamlardan.
Afrika'da yetişen her çocuk gibi ilk önce sokakta top peşinde koşan N'Diaye, Senegal'in başkenti Dakar'ın en popüler takımı Jeanne d'Arc'ın altyapısına davet edildiğinde henüz 10 yaşındaydı. Yıllar içinde A takıma kadar yükselen N'Diaye profesyonel kariyerine başladığında saf bir orta saha oyuncusuydu. Ancak bir gün takımın stoperi sakatlandı ve N'Diaye savunmaya geçti. Sergilediği başarılı performans kariyerinin geri kalanında ağırlıklı olarak savunmada görev yapmasına yol açtı.
2001'de Shakhtar Donetsk'e transfer olan N'Diaye, Senegal milli takımında da kaptanlığa kadar yükselmişti. Fakat milli takımın başına Fransız teknik adam Bruno Metsu'nun getirilmesi N'Diaye için kırılma noktası oldu. Metsu elemelerde hiç forma şansı vermediği N'Diaye'yi 2002 Dünya Kupası kadrosuna da almadı. Senegalli oyuncu o dönemde yaşananları şöyle anlatıyor:
"Bu sadece Afrika'da oluyor. Her teknik direktör kendi oyuncularını oynatıyor. Metsu da farklı değil. Senegal milli takımındaki tüm oyuncular Fransa'dan."
2004'te Shakhtar'dan ayrılıp ülkesine dönen N'Diaye, iki yıl sonra, futbola başladığı kulüp olan Jeanne d'Arc'ta kariyerini noktaladı. Fakat ne yazık ki, futbolu bıraktıktan sonra hayatın tadını çıkarmak için fazla vakti olmadı. N'Diaye yakalandığı bir hastalık nedeniyle 13 Şubat 2008'de, daha 33 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.
