YORUM | Ali Umut Değirmen @alumutt
Rusya maçında Türkiye'nin attığı 5 isabetli şutun 4'ü, 8 şut pasının 7'si ve 19 rakip ceza sahasında topla buluşmanın 13'ü Oğuzhan oyuna girdikten sonra geldi.
Maçın 56.dakikasında Yusuf Yazıcı'nın yerine oyuna dahil olan ve hücum bölgesinde yarattığı etkiyle Rusya'ya zor dakikalar yaşatan Oğuzhan, Lucescu tarafından ödüllendirildi ve İsveç maçına ilk 11'de başlatıldı.
İlk 15 dakikada Oğuzhan - Hakan - Cengiz'li orta saha ile bu değişimin meyvelerini topladık ve topla oynayan, pas yapan ve hücum bölgesine akılcı hamlelerle yönelen bir görüntü sergiledik. Fakat 25.dakika itibarıyla İsveç baskısına boyun eğdik, topu yukarı kaldırdık ve bu kadronun en iyi yaptığı şeyleri unuttuk. Ve Rusya maçında da olduğu gibi doğru bildiklerimizden vazgeçmemizle birlikte çok gecikmeden İsveç'in golü geldi.
İkinci yarıya ise Claesson'un attığı ve soğuk duş etkisi yaratan bir golü kalemizde görerek başladık ve umutlar tam sönebilecekken Hakan Çalhanoğlu'nun Rusya maçının aksine, kaleyi bulan ve gol olan şutuyla farkı bire indirme şansını elde ettik.
Merkezden rakibini zorlayamayı başaramayan Türkiye kanat hücumlarında da etkisizken, Emre Akbaba ve Serdar Gürler hamleleriyle oyunu bir anda lehimize çevirmiş olduk. Aslında bu gece öylesine şanssızdık ki gerek Cenk, gerek Cengiz şimdiye kadar izlediğimiz en pasif oyunlarını sergilemişlerdi belki de.
Fakat topu tümüyle bize bırakma gafletinde bulunan ve kontra ataklar haricinde yarı sahamıza gelmeyen İsveç, savunmada yaptığı ufak bir hatayla Emre - Oğuzhan - Cenk üçlüsünün harika paslaşmasını önleyemedi ve beraberliği yakaladık.
Ardından ise ''Ne geri dönüş!'' ama denilecek bir Emre Akbaba kafa golüyle galibiyete uzanan taraf olduk.
İsveç gibi bir deplasmanda son dakika golüyle üç puana uzanmamız, böylesine genç bir oyuncu grubu için çok önemli başarı olarak görülebilir. Fakat böylesine yetenekli ve istekli bir takımın, son dakika golleriyle değil de oyunun genelinde sistemini işletmeyi başarabilecek bir teknik direktörle neler yapabileceğini düşünün bir de.
Her neyse, bu akşam muhteşem bir geri dönüşe imza attık ve Emre Akbaba son 10 dakikada attığı iki golle, Lucescu'nun telefonunda çalmaya başlayan İsveçli pop grubu ABBA'nın ''Knowing me, Knowing you'' şarkısının sesini kısmış oldu.
Boş bir eve yürüyerek, gözlerimde yaşlarla
İşte hikayenin bittiği yer, bu hoşçakal