Maxim Tsigalko

CM/FM Efsaneleri | Maxim Tsigalko

Bilgisayar başına kravat takıp oturacak kadar ağır CM hastalarından, oyuna elini bile sürmemiş futbol meraklılarına kadar herkesin adını duyduğu bir oyuncu; futbol tarihinin gerçek bir yıldıza dönüşemeyen en büyük yıldızı, Maxim Tsigalko.

İnternetin çok daha ilkel olduğu, sosyal medyanın ise henüz esamesinin bile okunmadığı yıllarda Maxim Tsigalko, CM oyuncuları için mitlerden fırlamış bir bir varlık gibiydi. Yüzü yoktu, sadece adı ve yakaladığı akıl donduran istatistiklerle büyüyen efsanesi vardı. Panteondan çıkıp tüm CM bağımlılarına mutluluk dağıtmaya gelmiş bir gol tanrısıydı, mucizesi ayağındaydı.

Gerçek hayatta var olup olmadığından bile şüphe duyanlar vardı, gerçek olamayacak kadar iyiydi. Tsigalko da herkes kadar gerçekti ve aslında, sanal alemde kazandığı devasa şöhretle acı bir tezat oluşturan trajik bir hikayenin kahramanıydı. Öykünün bu kısmını şimdilik rafa kaldırıp, ütopyaya geri dönelim.

Haberin devamı aşağıda

Tsigalko'nun ismi yangın gibi mahalleden mahalleye, evden eve yayılmaya başladığında, henüz ne Cristiano Ronaldo, ne de Messi profesyonel futbol sahnesine adım atmamıştı. Oyunun yıldız forvetleri için onlarca milyon euro havada uçuşurken, üç leğen, iki mandal parasına Tsigalko'yu alıp ileri uca koyan, artık ne Brezilyalı Ronaldo'nun, ne Van Nistelrooy'un, ne de Shevchenko'nun yüzüne bakmaya gerek duymuyordu.

Tsigalko sorun çıkarmaz, mutsuz olmaz, büyük kulüplere gitmek ya da yeni maceralara yelken açmak istemezdi. Onu tek santrafor olarak oynattığınız sürece sahaya ne şekilde yayıldığınızın bir önemi yoktu. Yapmanız gereken tek şey, maçı başlatıp koltuğunuza yayılmaktı.

Tsigalko çılgınlığının ortaya çıktığı oyun olan CM 01/02'den hareket edecek olursak; karşımızda Belarus'un Dinamo Minsk takımında forma giyen, 18 yaşında bir santrafor var. Bir forvette gözlerin ilk olarak aradığı bitiricilik, Tsigalko'da 20 üzerinden 20. Kayda değer birçok yetenekteki yüksek puanları da dikkat çekiyor. Oyunun bize verdiği bilgiye göre, Tsigalko sadece sağ ayağını kullanabiliyor. Demek ki bir de solunu kullansa neler olacaktı.

Maxim Tsigalko CM 01/02

Efsanenin ortaya çıkışı ise şöyle; veritabanının Belaruslu oyunculara ait kısmını hazırlayan Anton Putilo, görevini biraz kötüye kullanıp, o yıllarda ümit vaadeden bir genç oyuncu olan vatandaşına bolca torpil geçiyor. Tsigalko böylece, terminatör misali uyumayan, dinlenmeyen, hayattaki tek amacı gol atmak olan bir makineye dönüşüyor.

Üstelik Putilo'nun dokunuşundan nasibini alan tek isim Tsigalko da değil. Oyunun müdavimleri; Andrey Milevskiy, Sergey Nifikorenko, Alexey Baga, Vitaly Kutuzov gibi Belaruslu oyuncuların sergilediği anormal performansları da hatırlayacaktır.

Peki Tsigalko'yu kullanmak hile miydi? Öyle demek biraz ağır olur, ama bunun gri bölgede kalan bir konu olduğunu söyleyebiliriz. En iyisi herkesin kararı kendi keyfine ve vicdadına göre vermesi. Şu da var ki, bir noktadan sonra oyunun tadı kaçmasın diye Tsigalko'yu transfer etmemek ve yokmuş gibi davranmak makul bir seçenek.

Maxim Tsigalko CM 01/02

Gelelim meselenin can sıkan ve yürek burkan tarafına. Tsigalko gerçek hayatta nasıl biriydi ve futbol kariyerinde neler yaptı?

Futbola Dinamo Minsk altyapısında başlayan Tsigalko, 2001'de A takıma yükseldi ve dört sezonda çıktığı 63 maçta 28 gol attı. Oyundaki sayıların yanına yaklaşamasa bile hiç de fena bir golcü değildi ve biraz şanslı olsa daha iyi yerlere gelebilirdi. Fakat dizinden yaşadığı ağır sakatlık nedeniyle kariyerini erken noktalamak zorunda kaldı. Ne yazık ki, Tsigalko'nun dramı yeşil sahalardan erken kopmasıyla bitmedi.

Yunan gazeteci Lefteris Danovasilis'in Maxim Tsigalko ile 2018'de gazzetta.gr adına yaptığı röportaj, onunla büyümüş, onunla sevinmiş herkesin kalbini sızlatan gerçekleri ortaya çıkarmıştı. Danovasilis, Tsigalko'nun yaşadığı Minsk şehrine gitmiş, gözlerden uzak, sessiz bir hayat süren Belarusluyu konuşmaya ikna etmişti. Röportajın yapıldığı tarihte 35 yaşında olan Tsigalko'nun ilk sözleri, dijital kopyası dünyayı sallarken bir kenara itilmenin küskünlüğünü ortaya seriyordu.

"Bu kadar yolu geldiğiniz için minnettarım. Telefonda hayatım hakkında konuşmaktan kaçınıyorum. Yaşadıklarımdan bahsederken insanların gözünün içine bakabilmek istiyorum. Bu benim için önemli."

Oyundaki popülaritesinden çok geç haberdar olan Tsigalko, kaçırdığı fırsatın arkasından hayıflanmakla yetiniyor ve futbolu bıraktıktan sonra yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyordu.

"Doğrusu ne diyeceğimi bilemiyorum. Oyunu bir kere bile oynamadım. Yıllardır bir sürü çocuk bana oyunda bir efsane olduğum söylüyordu. Ama benim hiçbir şeyden haberim yoktu."

"Sonradan anladım ki, bu işten çok para kazanabilirmişim. Ne yazık ki doğru zamanda bunun farkında değildim."

"Portekiz'de Maritimo ile deneme idmanlarına çıktım. Kontratım hazırdı. Ama bir antrenmanda dizimden çok kötü sakatlandım. Çapraz bağlarım koptu ve Minsk'e dönmek zorunda kaldım."

"İyi bir oyuncuydum, yetenekliydim. 40 yaşına kadar oynayıp ligin gol kralı olabilirdim. 23 yaşındayken kötü bir sakatlık geçirdim. Beni mahvetti. Devam etmeye çalıştım, ama acı dayanılmazdı. 26 yaşındayken bıraktım."

"Futboldan kazandığım paraya. Eşime ve iki kızıma bakabilmek için inşaatlarda saati beş dolara çalışmaya başladım. Sonra 20 dolara çıktı, ama yeterli değildi. Ağır şartlarda çalışmaktan bıkmıştım. Tüm paramı alkole yatırabilirdim, ama aileme olan sevgim beni alkolden uzak tuttu."

İnşaatta çalışmanın sağlığını olumsuz etkilediğini ve sadece ayakları üzerinde durmak istediğini söyleyen Tsigalko, yardım çağrısıyla noktaladığı bu röportajdan iki yıl sonra, henüz 37 yaşındayken hayata veda etti. Ama menajerlik oyunlarının gelmiş geçmiş en büyük yıldızı olarak futbolseverlerin kalbinde ve hafızasında sonsuza kadar yaşayacak.

Reklam