Gerçek hayatta genellikle stoper olarak görev yapan Okoronkwo, CM 01/02'de savunmanın her yerinde oynayabilen ve iki ayağını birden kullanabilen komple bir oyuncu. Nijeryalı, mükemmel fiziksel özelliklerinin ve hızının yanı sıra mental açıdan da kuvvetli bir oyuncu olarak dikkat çekiyor. Okoronkwo oyuna gayet iyi sayılabilecek özelliklerle başlamasına ek olarak gelişime de açık bir oyuncuydu ve ilerleyen yıllarda neredeyse tüm özellikleri, maksimum puan olan 20'ye yaklaşan bir canavara dönüşebiliyordu. Oyunun sonraki versiyonlarında Okoronkwo'nun çok yönlülüğü biraz törpülenmiş ve yıldız savunmacının yeni mevkileri stoper ve sağ bek olarak belirlenmişti.
Futbola ülkesindeki FC Lagos takımında başlayan Okoronkwo, ilk yurtdışı deneyimini 1997'de Katar'ın Al Rayyan ekibi ile yaşadı. Burada altı ay top koşturduktan sonra ülkesine dönen Okoronkwo, 1998'de Moldova temsilcisi Sheriff Tiraspol ile Avrupa futboluna giriş yaptı. İki yıl sonra ise genç yetenekleri parlatmasıyla ünlü Shakhtar Donetsk'e transfer oldu.
Okoronkwo'nun asıl dikkat çektiği sahne ise Güney Kore ve Japonya'nın ortaklaşa düzenlediği 2002 Dünya Kupası'ydı. Nijerya grupta sonuncu olmasına rağmen; Arjantin, İngiltere ve İsveç gibi zorlu rakiplere karşı sergilediği performansla alkış almıştı. İngiltere'yle 0-0 berabere kalan ve turnuvayı üç maçta sadece üç gol yiyerek tamamlayan Nijerya, özellikle sağlam savunma hattıyla dikkat çekiyordu. Okoronkwo ve Taribo West'ten oluşan stoper ikilisine sağ bekte sonraki yıllarda Fenerbahçe forması da giyecek olan Joseph Yobo eşlik ediyordu. Sol bekte ise Chelsea forması giyen Celestine Babayaro ile buradaki performansıyla Premier Lig kapısını açan bir diğer genç oyuncu Ifeanyi Udeze vardı.
Kupadan sonraki yılı da Ukrayna'da geçiren Okoronkwo, sözleşmesinin sona ermesiyle Shakhtar macerasına nokta koydu. Daha derin sulara yelken açan Nijeryalı, Wolverhampton'dan gelen teklifi kabul edip, her futbolcunun hayali olan Premier Lig'e adım attı. Fakat bu transferin öncesinde Okoronkwo'nun başından ilginç bir Türkiye macerası geçmişti. 2003 yılının Haziran ayında menajer Ali Egesel ile birlikte Florya Metin Oktay Tesisleri'ne gelen Okoronkwo'nun Galatasaray'a transfer olacağı öne sürülmüştü.
O dönem Galatasaray'da ikinci başkan olarak görev yapan Ali Dürüst'ün konuyla ilgili yaptığı açıklama bir hayli ilginçti:
"Futbolcunun menajeri olan Ali Egesel bize futbolcu öneren tanıdığımız bir kişi. Futbolcuyu Galatasaray’ın Florya Tesisleri’ni görmesi için buraya getirmiş. Ben bir görüşme yapmadım. Sadece tesislerde gördüm. Bu oyuncu ile ilgilenmiyoruz. Ancak kendisi tanınmış bir futbolcu. İleride ilgilendiğimiz oyuncular arasında olabilir."
Rotayı Türkiye'den yeniden İngiltere'ye çevirelim. Wolverhampton, Okoronkwo'yu isteyen tek Premier Lig ekibi değildi. Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı Nijeryalı yıldız Jay-Jay Okocha, o dönemde Bolton Wanderers forması giyiyordu ve Okoronkwo'nun Bolton'a imza atması bekleniyordu. Bolton ile el sıkışan ve sağlık kontrollerinden geçen Okoronkwo son anda kararını değiştirerek Wolverhampton'a gitti ve belki de hayatının en büyük hatasını yaptı.
GettyNijeryalı futbolcu Ada'ya giderken kendinden ve yeteneklerinden oldukça emindi. Ancak, İngiliz basınına yaptığı ilk açıklamada 'takıma katılır katılmaz ilk 11'e yerleşeceğini' söyleyen Okoronkwo'nun özgüveni ilerleyen aylarda ciddi şekilde sarsılacaktı.
Teknik direktör Dave Jones, Okoronkwo'ya Premier Lig'de Nisan ayına dek bir dakika bile süre vermedi. Yedi ay boyunca Wolverhampton formasını, Boavista'yla oynanan hazırlık maçı ve Lig Kupası'ndaki bitime altı dakika kala oyuna girdiği Darlington mücadelesi dışında giyemedi.
Acımasız İngiliz basını, daha takvimler yılbaşını bulmadan Okoronkwo'yu sezonun en kötü transferi ilan etmişti. Okoronkwo ligin son yedi haftasındaki tüm maçlarda ilk 11'de yer alıp, 90 dakika sahada kaldı. Fakat hem Wolverhampton için, hem de Okoronkwo için tren çoktan kaçmıştı. Premier Ligi son sırada tamamlayan Wolves küme düşerken, Okoronkwo'nun sözleşmesi de sezon sonunda feshedildi.
Yarım sezon boşta kalan Okoronkwo, Ocak 2005'te Rus ekibi Alania'yla anlaştı ve kariyerinin geri kalanını Rusya'da geçirdi. Bir sezon Alania, dört sezon FC Moskova ve üç sezon Rostov forması giyen savunmacı 2013'te profesyonel futbol hayatını noktaladı.
