Franco Costanzo için Championship Manager tarihinin gördüğü en iyi kaleci desek abartmış olmayız. Arjantinli eldiven o potansiyelli, ama ham genç yeteneklerden biri değildi. Oyunun başında henüz 20 yaşında olmasına rağmen özellikleri en kariyerli, en tecrübeli kalecilerle aşık atabilecek düzeydeydi. İlk sezondan itibaren müthiş bir performans ortaya koyup, kaleci sorununu en az 15 yıl rafa kaldırmanızı sağlayan bir isimdi.
Ülkesinde River Plate forması giyen Costanzo'nun gerçek hayatta da dünyanın en iyi kalecilerinden birine dönüşmesi bekleniyordu. Avrupa'da üç durağa da uğrayan fena sayılmayacak bir kariyer yapmasına rağmen dünya yıldızı statüsüne asla ulaşamadı. Belki de bunda içine kapanık, sessiz yapısının rolü büyüktü.
Futbola River Plate'te başlayan Costanzo, 1998-2005 yılları arasında ülkesinde oynadıktan sonra Avrupa'nın yolunu tuttu. Bir sezon İspanya'nın Alaves takımında oynadıktan sonra İsviçre'nin Basel ekibine transfer oldu ve burada kariyerinin en iyi yıllarını geçirdi. Basel formasıyla üç İsviçre Ligi ve üç İsviçre Kupası şampiyonluğu yaşayan Costanzo'nun bir sonraki adresi Yunanistan'ın Olympiakos takımıydı. Komşuda geçirdiği tek sezonda sadece altı maçta forma giyse de kariyerine bir Yunanistan Ligi, bir de Yunanistan Kupası zaferi ekledi.
Olympiakos'tan ayrıldıktan sonra futbola bir buçuk yıl ara veren Costanzo spot ışıklarından uzaklaşmak, profesyonel kariyeri boyunca özlemini duyduğu sakin hayatın keyfini çıkarmak istiyordu. Ama içindeki futbol aşkı henüz sönmemişti. 2013'te Şili'nin Universidad Catolica takımıyla sahalara döndü ve beş yıl daha eldivenlerini elinden çıkarmadı.
Futbolu bıraktıktan sonra beş sezon top koşturduğu İsviçre'ye dönüp Basel şehrine yerleşen Costanzo, verdiği bir röportajda River Plate döneminde üzerinde yaratılan baskıyla baş etmekte nasıl zorlandığını şu sözlerle anlatmıştı:
"Görünmez olmak, tanınmamak istiyordum, ama River'da oynarken bu neredeyse imkansızdı. Şöhretle hiçbir zaman ilgilenmedim, River kalecisi olmanın beraberinde getirdiği şeyleri sevmiyordum."
"Bugün bir taraftara sorsanız sesimin nasıl olduğunu hatırlayamaz. Beni yaptığım hatalarla anımsayacaklar. Basına konuşmadığım için pişman değilim. Konuşsam River'da hayatım daha mı kolay olurdu, buna cevabım evet."
Costanzo saha dışında ketum bir insan olsa da, iş futbol sahasına gelince bambaşka bir insana da dönüşebiliyordu. Bunun en iyi kanıtı, Basel döneminde takım arkadaşı Beg Ferati'yle maç sırasında yaşadığı tartışma. İkili arasındaki gerilim, Costanzo'nun Ferati'nin saçını çekmesiyle büyümüş, tansiyonu düşürmek ise sahadaki diğer oyunculara kalmıştı.
River yıllarına dair ilginç noktalardan biri de Costanzo'nun çocukluğundan bu yana River'ın ezeli rakibi Boca Juniors'ı tutmasıydı. Bu gerçeği yıllar sonra verdiği bir röportajda açıklayan Costanzo, kulüpte geçirdiği uzun yılların ardından bir River taraftarına dönüştüğünü gizlememişti.
"Babamı ve kardeşim Lucas'ı örnek alırdım. Bizim evde annem San Lorenzo'yu, kızkardeşim River'ı, geri kalan herkes ise Boca'yı tutardı."
"Ben River'da büyüdüm. Üç yıl tesislerde yaşadım. Orada eğitim gördüm. Kulüpte 10 yıl geçirdim. Elimde olmaksızın o renklere sevgi duymaya ve River'a karşı aidiyet hissetmeye başladım."
"Artık River'ı tutuyorum. Eskiden Bocalı olan ağabeyim de River'ı tutuyor. Çocuklarıyla birlikte Monumental'e (River Plate'in iç saha maçlarını oynadığı stadyum) maç izlemeye gidiyor."
Emekli olduktan sonra spor yöneticiliği alanında eğitim alan Costanzo, Basel yakınlarında ailesiyle birlikte yaşamını sürdürüyor. 2019-2021 yılları arasında eski kulübü Basel'de scoutluk da yapan Costanzo futbolun içinde kalmaya kararlı gözüküyor. Hayatının geri kalanında ne yaparsa yapsın, CM fanlarının kalbindeki yeri ise sonsuza dek değişmeyecek.
