YORUM | Enes Koca @eneskocaa
Fenerbahçe “Omuz omuza şampiyonluğa” mottosuyla çıktığı sezonda umduğunu bulamadı. Sezona iyi bir başlangıç yapan sarı lacivertliler, ilk yarıyı yarışın içerisinde tamamlamıştı. İkinci yarıya da güçlü giren Fenerbahçe, Kadıköy’de sezonun müstakbel şampiyonu Başakşehir’i yendiği akşam taraftarlarını şampiyonluk için hayli heveslendirmişti. Başakşehir’e karşı oynanan oyunda istikrar sağlanırsa şampiyonluk yakındı.
Fakat ne var ki takip eden 5 ayda Fenerbahçe tek galibiyet dahi alamadı. Tartışmalı hakem kararları, sakatlıklar, formsuzluklar, girilen polemikler ve son olarak da pandemi süreci sarı lacıvertlileri takvim bazında 5 ay galibiyetten mahrum bıraktı. Bu süreçte Ersun Yanal’la yollar ayrıldı, takımın önemli parçalarından Kruse sözleşmesini tek taraflı feshetti ve spor kamuoyunun çok da yakından tanımadığı Tahir Karapınar teknik sorumlu olarak Fenerbahçe’de görev yapmaya başladı.
Başakşehir galibiyetinden hemen sonra Fenerbahçelilere kulübün bugününü anlatsak herhalde bize inanmazlardı. Tabii muhtemelen öncelikle Haziran’da ve Temmuz’da neden futbol oynandığını sorgular, ardından takımdaki değişiklikleri anlamaya çalışırlardı.
Tüm yaşananlara rağmen pandemi arasından sonra Fenerbahçe’nin eline teselli fırsatı geçti. Trabzonspor’a verilen ceza, Avrupa kupalarına katılım hakkını teoride bir sıra aşağıya kaydırınca Fenerbahçe kendisini yeniden mücadelenin içerisinde buldu. Şampiyonluk yarışından kopuşun yol açtığı mental çözülmeyi pandemi sürecinde kısmen gideren sarı lacivertliler, aradan sonra oynanan 5 karşılaşmada 3 galibiyet ve 1 beraberlik alarak Avrupa Ligi için iddialı, Şampiyonlar Ligi ön elemesi için umutlu hale gelmişti. Nitekim geçtiğimiz hafta Sivasspor karşısında alınan mağlubiyet Şampiyonlar Ligi umutlarını kırdı.
Bu mağlubiyeti ve Sivasspor karşısına çıkan 11’i şöyle okumak gerek; Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi için umutludan iddialıya terfi edebileceği karşılaşmada, 16 yaşındaki Ömer Faruk’u sahaya sürerek yabancı kuralında yapılan düzenlemenin ardından alt yapı oyuncularının üzerine titreyeceği mesajını verdi. Bu aynı zamanda kulübün önem sırasında yetiştiriciliğin, lig sıralamasının önüne geçtiğini gösteriyordu. Peki bu ikisi daha iyi uygulanamaz mıydı? Yani kadroya hem altyapıdan oyuncu eklenip hem de Avrupa kupaları iddiası sürdürülemez miydi? Bunun cevabını vermek pek tabii kolay değil fakat sahaya ve takımın kurgusuna bakarak fikir sunmak mümkün.
Fenerbahçe’nin savunmanın ortasında yaşadığı problemler herkesin malumu, stoper bölgesinde hem nicelik hem de nitelik olarak eksiklikler var. Son olarak Serdar Aziz’in de eksikler arasına katılması problemlerin üzerine tüy dikti. Teknik ekip bu problemi Ozan Tufan’ı o bölgeye çekerek çözme yolunu seçti fakat bu tercih yeni bir problem doğurdu. Fenerbahçe’nin Ozan’ın orta sahadaki performansını ikame edebilecek oyuncusu yok. Ozan 1. bölgeyle 3. bölge arasındaki bağlantıda toplu topsuz kritik bir rol üstleniyor. Sivasspor karşısında orta sahada görev yapan Gustavo ve Tolgay kendilerini savunmanın önünde, 6 numara pozisyonunda daha rahat hisseden oyuncular. Hal böyle olunca geçtiğimiz hafta bu bağlantıyı kurmak genç Ömer Faruk’a düştü. Fakat 16 yaşındaki Ömer Faruk doğal olarak henüz bu bağlantıyı kurabilecek fiziksel kapasiteye sahip değil.
Mackolik
MackolikHem bu problemin çözümü için hem de verilen alt yapı mesajını kuvvetlendirmek için stoper bölgesinde de altyapıdan bir oyuncu kullanılabilirdi. Ozan orta sahada Gustavo’nun yanına geçerek bağlantı problemini çözebilir, bu sayede orta sahadaki yükü azalan Ömer Faruk, onu alt yapının gözdesi haline getiren ön alan yaratıcılığını sergileyebilirdi.
Bir de Garry Rodrigues konusu var. Rodrigues her ne kadar gol pozisyonlarında cömert davranıyor olsa da Fenerbahçe’nin güncel kadrosu için olmazsa olmazlardan. Beşiktaş maçında Fenerbahçe’nin ön alanda bulacağı muhtemel boşlukları en iyi kullanabilecek adam çabukluğu nedeniyle Rodrigues. O olmadığında kanatlarda kullanılan Deniz ve Ferdi görece daha statik oyuncular, bu yüzden de rakip savunmaları Garry kadar tedirgin edemiyorlar. Ben Beşiktaşlı bir bek olsam pazar günü karşımda görmek isteyeceğim son kanat oyuncusu Garry Rodrigues olurdu.
Pazar günü kötü geçen sezonu anlamlı hale getirebilmek ve hiç olmazsa Avrupa Ligi’ne katılma iddiasını sürdürebilmek adına sahaya çıkacak olan Fenerbahçe’de, oyuncu seçiminde verilecek kararlar belirleyici olacak. Sivasspor karşısına çıkan 11’de değişiklik yapılmadığı takdirde benzer bir sonuçla karşılaşabilir. Fakat savunmaya alt yapıdan stoper eklenmesi takımın kurgusunu daha iyi hale getirirken, geçtiğimiz hafta verilen alt yapı mesajını katmerleyebilir. Alınacak bir galibiyet ise son haftaya girilirken Fenerbahçe’yi Avrupa kupaları için umutludan iddialıya terfi ettirebilir.