YORUM | Başakşehir hala örnek çocuk mu?

Türkiye'nin futbol iklimi özellikle son yıllarda garip bir dönemden geçiyor. Yöneticiler gergin, futbolcular gergin, birçok takımın futbol kalitesi keyif vermiyor. Süper Lig seyircisinin, takipçisinin eskisi kadar tat alamadığını sık sık tekrarladığı bir atmosferden, sadece bu sezon değil, önemli bir süredir geçiyor.

Geçen sezonki derecesiyle üst üste ikinci kez ligin ilk beş sırasında kalmayı başaran Başakşehir tüm bunlara gerginliğe, keyifsizliğe ve düzensizliğe bir alternatif gibi gözüküyordu.

İstikrarlı bir yönetim, o yönetimden aldığı güveni hisseden ve hissettiren bir teknik adam, Türk futbolunun "Olmamış!" denilen oyuncularıyla ve belli bir stratejiyle seçildiklerini belli eden kaliteli yabancılarıyla organize ve keyif veren bir futbol.

AA

Belki tribünleri yoktu, seyircileri azdı ama Başakşehir iş sahanın içine geldiğinde ligin "örnek çocuğuydu."

Geçen hafta Rizespor maçından sonra o garip hadise yaşanana kadar.

Seskim

Olayları en baştan anlatıp okuyanları yormaya niyetim yok. Ama bilmeyenler için tek cümlelik özet: Başakşehirli bir grup futbolcu, Emre Belözoğlu'nun kendisine küfreden bir taraftarla yaşadığı gerginliği görüntülemeye çalışan A Spor muhabiri ve kameramanına cümbür cemaat saldırdı.

Daha önce bir grubu bırakın, tek başına bir futbolcunun bir medya mensubuna saldırdığını dahi duymadım. Olayı yeni baştan eleştirmeye de niyetim yok ki zaten bana kalırsa Başakşehir sadece o saldırı sırasında değil, sonrasında da "örnek çocuk" unvanını kaybetti.

İnsanlar mükemmel değil. Herkes hata yapabilir. Başkalarına örnek gösterebileceğimiz ya da örnek olması gereken insanlar da hata yaparlar. Bana kalırsa bundan daha önemli olan hata yapıp yapmamak değil, bu hata karşısında gösterilen tavırdır.

Dolayısıyla Başakşehir oyuncuları basın ve kamuoyunun gözünde affı olmayacak bir hata yapmış olsa bile hatasını kabul edip yapılanın cezasını vererek örnek olabilirdi.

AA

Ama bunu da başaramadı.

Önce olayı "tatsız bir münakaşa" olarak tanımladı kulüp. Oysa görüntüleri izleyebilen herkes yaşananların iki taraflı bir münakaşa değil, tek taraflı bir saldırı olduğunu görebiliyordu.

Ondan sonra da kadro dışı kararları geldi: Başakşehir'in prensipleri esas alınarak Yalçın Ayhan ve Ufuk Ceylan kadro dışı bırakıldı. Ama olayın bir parçası olduğunu gözleri olan herkesin görebildiği Volkan Babacan'a bir ceza verilmedi.

Sebep olarak saldırıya uğrayan Selman Kutlu'nun ifadesi gösterildi. Yaşananların görüntülerinden görünenler Kutlu'nun söylediklerinin tersini açıkça gösterirken bu tercihin sebebi neydi?

Kısacası Başakşehir futbolcuları ve yönetimi saha içinde aldığı o "örnek çocuk" unvanını saha dışında tartışmalı hale getirdi.

Savunulacak hiçbir tarafı olmayan bir saldırıyı yumuşatma çabası ve kabahati işleyenlere karşı verilen cezalardaki tutarıszlık, Başakşehir bugüne kadar gösterdiği ve bugün bile gösterdiği duruşu tartışmaya açtı.

Türk futbol takipçisinin gözünde bir örnek değil, bir soru işareti olmaya belki de kendi kendini mahkum etti.