Bu sayfa farklı bir markanın bağlantılarını içerir. Sağlanan bağlantılar üzerinden abone olduğunuzda komisyon kazanabiliriz.
Pep Guardiola Ederson Manchester CityGetty Images

PEP GUARDIOLA VE FUTBOLUN MODERN KALECİSİ

Pep Guardiola, Samuel Eto’o ve Zlatan Ibrahimovic’i Barcelona’dan göndererek, dünyanın en büyük takımlarının 9 numaralara bağımlı olmadığını göstermişti. Guardiola, forvette yaptığı devrimi şimdi kale pozisyonunda da gerçekleştiriyor. 

Daha önce Pep’in, sahadaki 10 oyuncusundan da hücuma ve toplu oyuna katkı sağlamasını beklediğine alışmıştık. Şimdi kalecinin de bu görevlerden nasibini aldığını görüyoruz. 
City’nin eski file bekçisi David Seaman, Goal’e yaptığı açıklamada “Pep oyun tarzını oturttu. Hepimiz biliyoruz ki, aralarından bazıları için zor da olsa, kalecilerinden geriden oyun kurabilmelerini istiyor” diye belirtiyor. “Ederson ise bunu çok iyi yapabilen bir oyuncu. Bana göre ilk Premier Lig sezonu için özgüveni oldukça iyi bir seviyede. Eğer elinizde böyle bir takım varsa bu durumun size büyük yardımı dokunur.”

Haberin devamı aşağıda
Pep Guardiola Ederson Manchester CityGetty Images

Çok yönlü kaleciler projesi

Ederson’un oyunu şekillendirme ve pas kurgusu konusunda takıma en az sahadaki diğer arkadaşları kadar katkısı oluyor. Onu yakından izlemek, bir diğer City oyuncusunu izlemekle eşdeğer; onlardan tek farkı ise üzerine giydiği yeşil kaleci kazağı ve ellerine geçirdiği bir çift eldiven. Pep forvet hattında yaptıklarından sonra, şimdi de çok yönlü kaleciler projesini hayata geçiriyor.

“Modern futbolda kalecilerin önceliği kalecilikten daha çok futbolculuğa vermeleri gerekiyor.” diyor iki kez Olimpiyat Şampiyonluğu kazanan ve aynı zamanda erkekleri de çalıştıran ABD Kadın Milli Takımı kaleci antrenörü Phil Wheddon, ayrıca ekliyor, “Topa ayaklarınızla, ellerinizle yaptığınızdan neredeyse yedi kat fazla dokunuyorsunuz.”

Ederson Manchester CityGetty Images

“Kalecilik artık sadece üç direğin arasına gönderilen şutları bloke etmek değil. Kaleci artık sadece ‘top kurtaran adam’ değil. Top sizin ayağınızdayken onunla yaptıklarınız daha önemli.”
Pep’in kalecilerden beklentileri, gençlik yıllarında farklı mevkiden kaleciliğe evrilmiş bir Güney Amerikalı olan Ederson’un kimliğiyle kusursuz bir uyum içerisinde.

Higuita zamanın çok ötesinde

Futbol tarihi boyunca karşımıza, mevkilerini temsil etmelerinin yanı sıra çığır açmayı da başaran çok sayıda Latin Amerikalı kaleci çıkıyor.

Rene Higuita, 1990 Dünya Kupası’nda topu ileriye doğru sürerken Roger Milla’ya kaptırarak Kolombiya’nın elenmesine neden olması yüzünden alay konusu olmuştu, ancak aradan geçen yılların sonrasında görüyoruz ki Higuita zamanının çok ötesinde bir kaleciymiş.

Higuita Vs Milla (Colombia) Italia 90Getty Images

Alberto Vivalda’nın – gençlik yıllarında Millonairos’taki akıl hocası – dikkatini çekmiş ve Vivalda, kendisinden bir dönem önceki meşhur Arjantin ve Boca Juniors kalecisi Hugo Gatti ile arasındaki benzerliği ortaya çıkarmıştı.

1940’ların Amadeo Carrizo’lu günlerinde, Latin Amerikalı kaleciler sahadaki diğer futbolcularla entegre olma konusunda öncüydüler.

Jose Luis Chilavert ve Rogerio Ceni toplamda yaklaşık 200 serbest vuruş golüne ulaşırken, Meksika efsanesi Jorge Campos kariyerinin başında Pumas formasıyla tüm bir sezon boyunca saha içi pozisyonunda oynamıştı.

Rogério Ceni - São Paulo x CorinthiansFriedemann Vogel/Getty Images

Wheddon der ki “Korkunç formasını bir kenara bırakacak olursak, bir yedek oyuncu olarak geldi, sahadaki diğer oyuncular gibi oynadı ve bambaşka biri olarak kaleye geçti.”
Kaleciliğe sonradan başlamak – tıpkı Higuita ve Ederson’un yaptığı gibi – diğer oyuncuların pozisyon alma sezgilerine de sahip olmak anlamına geliyor.

Bir kişi üstün oynamak

Higuita’nın topla çıkışları, Kolombiya ve Atletico Nacional’in sistemlerinde flaş ama bir o kadar da temel bir taktik unsuruydu. İlk rakip oyuncusunu çalımladığı andan itibaren “El Loco”, takımının sayısal anlamda bir kişi üstün oynamasını sağlıyordu.

Ederson ise şimdilerde paslarının yardımıyla anlattıklarımızın benzerini City için yapıyor ve bu durum onlara eşleştikleri bütün rakipler karşısında kayda değer bir ivme kazandırıyor. Öyle ki, artık birilerinin onları durdurmak adına kalecilerine adam adama markaj uygulaması bile gerekebilir.

Ederson Brighton and Hove Manchester City Premier League 13082017Dan Istitene/Getty

Guardiola’nın takımları Premier Lig maçlarında 90 dakikanın %70’lik kısmında topun kendilerinde kalmasını sağlamayı başarıyor. Geride kalan 11 maçta da rakiplerine top göstermeyen City, karşılarına çıkanları maç boyunca savunma yapmaya ve peşlerinden koşturmaya mahkum ediyor.

Guardiola bunu yapmayı seviyor. Defans oyuncuları çoğu zaman kamuoyundan savunma yapmayı beceremedikleri konusunda ağır eleştiriler alıyor, ancak onun uygulamaya çalıştığı sistemin temelleri çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. Onun sistemlerinde salt savunma oyuncuları, salt orta saha oyuncuları ve salt hücum oyuncuları yok. Hatta belki de yakın zamanda salt kaleciler de olmayacak.

Ederson, kaleci ve diğerleri arasındaki farkı yok etti

Ederson’un bu sezonki çok yönlü kalecilik istatistiklerini ve kaleci haricindeki oyuncuların geleneksel özelliklerinin tam anlamıyla neler olduğu arasındaki bağı bir düşünün.

Basitçe anlatmak gerekirse, Pep’in komutasındaki Ederson, kaleci ve diğer oyuncular arasındaki farkları yok ediyor. İnsan ister istemez “kaleye diğer oyunculardan biri de geçse City’nin mevcut başarısında en ufak değişiklik olmaz” izlenimine kapılıyor.

Wheddon “Bünyesinde barındırdığı oyuncu standardı asılnda bize, kalesine gelen şutların miktarını Ben Foster ya da başka biri kadar yoğun hissetmediğini anlatıyor.” diyor ve ekliyor “İşte sahip olduğu oyun tarzı bu durumun en önemli parçası.”

Ayrıca daha şimdiden, kalesini gole kapatma konusunda kendisinden üç maç daha az oynamış olan Burnley’li Nick Pope ve Manchester United’lı David de Gea’nın beş maç arkasında üçüncü sırada bulunuyor.

Lloris'ten az, Willian'dan fazla

Toplamda 22 isabetli şutu karşılamak zorunda kalan Ederson – ligdeki en düşük sayı – kalesinde ise sadece yedi gol gördü. City’nin ortaya koyduğu sistem sayesinde kaleci çok fazla kalecilik yapmak zorunda kalmıyor ve o da karşılığında takım arkadaşlarını rahatlatan paslar dağıtarak ödüllendiriyor.

Wheddon diyor ki “Burada sadece defans oyuncularına aktarılan 10-15 metrelik paslardan bahsetmiyoruz.”

“Burada söz konusu olan, orta saha oyuncularına iletilen ara paslar, hücumun ilk dalgasını by-pass etmek ve bu şekilde forvet oyuncularını bulmak. Pasların şiddeti ve isabeti artık çok önemli.”

Bu sezon 100’den daha fazla pas isabeti sağlayan oyuncular arasında – ki bunlara kaleciler haricindeki oyuncular da dahil – Ederson %84.11’lik başarı oranıyla Cesc Fabregas, Gini Wijnaldum, Christian Eriksen ve Henrikh Mkhitaryan gibi isimleri geride bırakmış durumda. Dolayısıyla bu kategorinin kaleciler özelindeki listesinde zirvede yer alması pek de sürpriz sayılmaz.

Jamie Vardy Leicester Hugo Lloris TottenhamGetty

Kaleciler arasında isabetli pas sayısı konusunda ise Tottenham’lı Hugo Lloris ve Huddersfield’lı Jonas Lossl’un arkasından üçüncü sırada – ancak isabet sağladığı 217 pas, takım arkadaşları Gabriel Jesus ve Raheem Sterling’in yanı sıra Alexis Sanchez, Gylfi Sigurdsson, Alex Oxlade-Chamberlain Chamberlain, Vicente Iborra ve Willian’dan daha fazla.

Ederson bu sezon topla 355 kez buluştu; Harry Kane’den bir fazla, Juan Mata’dan bir eksik. Top kaybı sayısı 44, ki Premier Lig’de kaleciler arasında en düşük sayı. İkinci sıradaki Simon Mignolet’nin 81 top kaybı var. 

Wheddon’a göre “Bugünkü oyun tarzı, hızı ve pozisyonun talep ettiklerini düşününce, kalecinin iki ayağının da iyi olması gerekiyor. Premier Lig ve diğer üst seviye liglere bakarsanız, eğer birinci bölgede topu kaybederseniz, hücum oyuncuları çok büyük ihtimalle pozisyonu golle sonuçlandırırlar.” 

Valdes, Neuer ve Ederson

Ayakları iyi olan kaleci yeni bir fikir değil. 1950’lerde Macaristan’ın Gyula Grosics’i kullanımı, Rinus Michels’in 1974 Dünya Kupası’nda Jan Jongbloed’a biçtiği role ilham vermişti. 

“Bir antrenör olarak kalecinizi takım oyununa dahil etmelisiniz,” diyor Wheddon. “Bu da bizi Hollanda’nın total futbol felsefesine getiriyor. Hollanda’nın ulusal takım kaleci antrenörü Frans Hoek, kalecinin 11. saha oyuncusu olduğunu söylerdi.” 

Ajax’tayken Stanley Menzo ile geleneği sürdüren Johan Cruyff, bu anlayışı Barcelona’ya taşımıştı. O günden bu yana kaleciler, hem Barcelona’nın, hem de Guardiola takımlarının can damarı oldular.

HD Neuer

Camp Nou’da Victor Valdes bu rolü üstlenirken, Bayern’de Manuel Neuer sorumluluğunu birkaç adım ileri taşıdı. Pep, City’ye geldikten sonra Joe Hart’ın başına gelenleri biliyoruz – ve aslında Claudio Bravo’nun da – ama Katalan teknik adam, nihayet kaleciler ve oyuncular arasındaki ayrımı bitirecek kaleciyi Ederson’da bulmuş görünüyor. 

“Pozisyonların talepleri değiştikçe bütün oyuncular evrimleşmek zorunda kalıyor,” diyor Wheddon. “Antrenmanlarda kaleciyi çıkartıp, kaleye başka bir oyuncu koyup, kaleciyi de eldivenli olarak ekstra libero olarak oynatan teknik direktörler gördüm. Oyun ilerledikçe evrimin de devam ettiğini göreceğiz.” 

Ederson, Guardiola’nın ne zamandır aradığı “eldivenli libero” oldu. Bu da, bildiğimiz standart kaleci kavramının ölümü anlamına gelebilir. 

Reklam