Beklentilerin oldukça gerisinde kalan Manchester United’da menajer Ole Gunnar Solskjaer’in üzerindeki baskı her geçen gün artıyor. 5-0’lık Liverpool hezimetinin ardından koltuğu sallanan Norveçli, yönetimin ve kulüp efsanesi Sir Alex Ferguson’ın desteğini alarak görevinde kalmıştı.
Her ne kadar bu iddialara iki cepheden yalanlama gelse de, özellikle tecrübeli isimlerin ağırlıkta olduğu büyük bir oyuncu grubunun Solskjaer’in takımda kalmasını istemediği öne sürülmüştü.
Önceki hafta Tottenham deplasmanında alınan 3-0’lık galibiyet bir süreliğine sorunların üstünü örtse de, Atalanta karşısında son anda kurtarılan beraberlik ve Manchester derbisinde sergilenen mahkum futbol, Solskjaer tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Peki, şampiyonluk parolasıyla girdiği Premier Lig’de lider Chelsea’nin şimdiden dokuz puan gerisine düşen Manchester United, kulübede değişikliğe gitmekte neden çekingen davranıyor?
Bu sorunun cevabı, United’ın Solskjaer’in yerine getirmek istediği dört adayda gizli. BBC Sport’tan Simon Stone, United’da menajer koltuğu için adı geçen dört ismin Mauricio Pochettino, Brendan Rodgers, Erik Ten Hag ve Graham Potter olduğunu açıklamıştı.
Kulüpteki ağırlığıyla bilinen Sir Alex Ferguson’ın Mauricio Pochettino’ya olan hayranlığı bir sır değil. İngiltere’de çalıştığı dönemde Tottenham’ı ligde zirve yarışına ortak eden, Şampiyonlar Ligi’nde ise finale taşıyan Arjantinli, kulpundan tuttuğu kupayı yıldızlarla dolu PSG kadrosuyla kaldırmayı hedefliyor. PSG ile kısa süre önce yeni bir sözleşme imzalayan Pochettino’nun, elinde Messi-Neymar-Mbappe gibi bir üçlü varken sezon ortasında Manchester United’a gelmesi neredeyse imkansız. Ancak PSG’nin hedefi ıskalaması halinde Pochettino, PSG’de gelecek sezonu göremeyebilir.
Listedeki ikinci isim Şubat 2019’dan bu yana Leicester’ı çalıştıran Brendan Rodgers. Ligde iki yıldır ilk dördü kılpayı kaçıran Rodgers’ın ekibi, bu sezon 11 hafta sonunda 12. sırada ve beklentilerin altında kalan bir performans sergiliyor. Bu senaryoda United’dan gelecek bir teklif ilk bakışta Rodgers için ideal fırsat gibi gözükse de, deneyimli teknik adam zorlu bir süreçten geçtikleri şu günlerde takımını yarı yolda bırakmak istemeyebilir.
Avrupa’nın en gözde teknik adamlarından Erik ten Hag, elbette Manchester United’ın da radarında. Ajax’a iki Eredivisie şampiyonluğu ve iki Hollanda Kupası kazandıran Ten Hag, 2018/19 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynayan takımın da mimarıydı. Fakat şu anda Ten Hag’ı Ajax’tan koparmak hiç kolay değil. Kısa süre önce, Newcastle United’ı devralan Suudi sermayesinin cömert teklifini geri çeviren Hollandalı çalıştırıcı, Şampiyonlar Ligi’nde dörtte dört yapan Ajax ile en azından bu sezonu bitirmek isteyecektir.
Gelelim son adaya. Dürüst olmak gerekirse, Graham Potter diğer üç isimden biraz daha farklı bir noktada. 2019’da devraldığı Brighton’a kısıtlı imkanlara rağmen hücum ağırlıklı, seyir zevki yüksek bir futbol oynatmaya çalışan Potter, yenilikçi ve sıradışı tarzıyla ün yaptı.
Potter’ın takımı yönettiği iki sezonda ligde sırasıyla 15. ve 16. sırayı alan Brighton, bu sezona ise harika girmişti. İlk sekiz haftada sadece tek yenilgi alan Brighton dördüncü basamaktaydı. Son üç haftada sadece iki puan toplayıp yedinciliğe gerileseler de, şu ana kadar sergiledikleri performansla herkesi etkilediklerine şüphe yok.
Kariyerinde çalıştırdığı üç takım Östersund, Swansea City ve Brighton olan Potter için, United’ın başına geçme ihtimali bile rüya gibi olmalı. Ancak United, Potter’ı şu anda takımın başına getirirse, sezon sonunda diğer üç isimden birine imza attırma şansını yitirebilir. Bu da, Potter’ı alternatif olarak bekletip, sezon sonuna kadar Solskjaer’le devam etmeyi mantıklı bir tercih haline getiriyor.
Yönetim bir anlamda kumar oynuyor denebilir. Solskaer ile işlerin daha da kötüye gitmesi halinde ligde ilk dört sıranın dışında kalma ve Şampiyonlar Ligi’ni kaçırma tehlikesi belirecek. Bu durum, yüksek profilli teknik adamları ikna etmeyi zorlaştıracağı için bir felakete neden olabilir.
Öte yandan, Solskjaer’in takımı toparlayıp yeniden zirve yarışına ortak etmesi ve Şampiyonlar Ligi’nde iyi bir sonuç alınması da yabana atılacak bir olasılık değil. Bu sezon yapılan eklemelerle, Norveçlinin elinde bunu rahatlıkla başarabilecek kalitede bir kadro var. United teknik direktör kararıyla düşeş mi atacak, yoksa hep yek mi, sezon sonunda hep birlikte göreceğiz.