Pep Guardiola ve Erling Haaland kağıt üzerinde uyumlu bir ikili değil.
Biri neredeyse tek yönlü denebilecek bir futbol anlayışına sahip: mümkün olan en hızlı ve direkt yoldan gole ulaşmak.
Diğeri ise bu sporun daha önce hiç görmediği derecede detaycı; golü düşünmeden önce topun belirli şemalar içinde titizlikle dolaştırılmasını istiyor.
Temelde geçiş hücumunda ve penaltı noktası civarında etkili olan Halaand, klasik merkez forvet bölgelerinin dışında kısıtlı yeteneğe sahip, Guardiola ise dokuz numaralarından bunu tam tersini bekliyor.
Ancak bu işin sadece bir yönü. Daha derin bir taktik analiz yapıldığında Haaland'ın Guardiola'ya, Guardiola'nın da Haaland'a uyum sağlayabileceğini görüyoruz. Fikirlerin bir araya gelmesi hem oyuncuyu, hem de takımı daha tehlikeli hale getirebilir.
Getty/GOALHaaland'ın City'nin 2021/22 sezonu boyunca kullandığı sahte dokuz rolüne uymadığı yönündeki eleştiriler yersiz. Guardiola asla böyle oynamak istememişti (geçen yaz Harry Kane'de ne kadar ısrarcı olduğunu hatırlayın) ve bunun için geçerli bir sebebi var.
Manchester City özellikle inatçı savunmalar karşısında fazla ağır kalabiliyor. Sahte dokuzun orta alanı biraz daha kalabalıklaştırması topun rakibin önünde kalmasına neden oluyor. Bunu Southampton, Crystal Palace ve Tottenham'a puan kaybettikleri maçlarda gördük.
Haaland gibi ceza alanı içinde zekice koşular yapacak birine ihtiyaçları var. Bu koşular; City kaleye 25 metre uzaktayken ve ceza sahası kalabalıkken, rakip yarı sahada kazanılan bir topun ardından ve City çapraz bir topla rakip savunmanın arkasına sarktığında işe yarayacak.
Diğer bir deyişle, City 10 numara bölgesinde aynı işi yapan çok fazla oyuncuya sahip. Sergio Agüero'nun pas bağlantılarını ya da agresif presi hiçbir zaman tam öğrenememiş olmasına rağmen Guardiola'nın takımında parlaması dikkate değer.
City'nin Haaland'ın deplase olmasına izin verecek kadar pres yapan oyuncusu var.
Getty/GOALLeroy Sane gittiğinden bu yana City kapanan savunmaları açacak bir isim bulmakta zorlanıyor. Haaland ise bu koşuların zamanlamasını yapma konusunda dünyanın en iyisi.
Dahası, Haaland'ın hareketli oyunu rakip savunmaları bozarak diğer oyuncuları pozisyona sokacak ve City'nin uzun pas zincirlerinin sonunda kolay gollere ulaşmasını sağlayacak.
Genel kanının aksine, Guardiola tek bir oyun stiline takılıp kalan dogmacı bir teknik adam değil.
Gözden kaçsa da; Barcelona, Bayern Münih ve Manchester City'de birbirinden farklı oyunlar oynatan Guardiola, bulunduğu ülkenin ligine ve elindeki kadroya göre stratejisini adapte edebiliyor.
Bayern'deki ilk aylarında oyuncularını çok fazla kısa pas yaptıkları için azarlamıştı. Takım bunun Guardiola'nın istediği şey olduğunu düşünüyordu. Ama o Bayern gibi, bir Alman takımı gibi oynamalarını istiyordu.
Daha yakın tarihli bir örnek ise Kevin De Bruyne. Dikine dripling yapan, ceza alanına riskli paslar atan ve uzaktan şutlar deneyen De Bruyne'nin oyunu, sözüm ona Guardiolaizm'den çok uzak.
Bunun nedeni, Guardiola'nın pozisyonel oyuna ve pas tercihlerine dair oldukça spesifik fikirlere sahip olması. Ancak bu sadece üçüncü bölgeye kadar geçerli. Burada ise oyuncular doğaçlama yapmakta ve kendi yollarını seçmekte özgür.
Dolayısıyla City, Haaland'a da adapte olacak. Takımdaki yaratıcı ayaklar Haaland'ın koşularını gördüklerinde mutlu olacaklar ve onu mümkün olduğunca topla buluşturacaklar. Topu dolaştırmanın yeni yollarını bulacaklar, çünkü artık kaleye doğru gidecek bir isme sahipler.
Özellikle De Bruyne ve Bernardo Silva, City'nin oyununu 21 yaşındaki golcüye uygun biçimde yeniden şekillendirecek.
Elbette Haaland'ın da aynı çabayı göstermesi gerekiyor. Son birkaç yılda ceza sahası dışındaki oyununu giderek geliştiren Norveçli pas ve pres istatistiklerini yukarı çekiyor.
Yine de bu kategorilerin çoğunda hala diğer santraforların gerisinde. FBRef'in Haaland ile beş büyük ligdeki diğer forvetler arasında yaptığı, son 365 günü kapsayan kıyaslamada başarılı pasta %44, başarılı kısa pasta %38, preste %28, topla buluşmada ise %36'lık dilime girebildi.
Getty/GOALHaaland'ın Guardiola'nın sisteminde işlemesi için üçüncü bölgede Phil Foden kadar usta bir oyuncuya dönüşmesine bile gerek yok.
Ancak; Borussia Dortmund'daki taktiksel farklılıkları göz önüne alsak dahi, son iki yıla göre kendini geliştirmesi gerekecek.
Guardiola, Haaland gibi genç ve zeki bir oyuncudan oyununu adapte etmesini bekliyor, bu oldukça açık. Norveçli oyuncunun bunu başarması olası. Yine de, Guardiola'nın son dönemde felsefesine uymayan yıldızları kovalamayı alışkanlık haline getirdiğini görüyoruz.
Bunun ilk örneği Jack Grealish'ti. Ardından Ağustos ayının sonunda Cristiano Ronaldo'yu transfer etmek istedi. Son dönemde Paul Pogba'yla da ilgilenen City, sonunda Haaland'ı kadrosuna kattı.
Asıl soru şu: Guardiola, Haaland gibi oyuncuları kendi yöntemlerine adapte etmek mi istiyor, yoksa ufukta yepyeni bir Guardiola futbolu mu var?
Çeviri: Tolga İnan
