Premier Lig'e kötü başlayan Liverpool'da neler oluyor?

Caomhin Kelleher, Calvin Ramsay, Ibrahima Konate, Joel Matip, Curtis Jones, Thiago Alcantara, Alex Oxlade-Chamberlain, Naby Keita, Kaide Gordon, Diogo Jota, Darwin Nunez.

Fena bir takım değil, değil mi? Pek çok Premier Lig takımını yenmek için yeterli bir kadro gibi görünebilir. Yine de bu Liverpool'un şu ana dek sakatlıklar nedeniyle kullanamadığı oyunculardan oluşan 11'i. Tabii ki Nunez'in yokluğu kendi kendine oldu ancak Kirkby'de binadaki bir cadı hakkında konuşulması şaşırtıcı değil.

Özellikle Thiago'nun yokluğu şiddetle hissedildi. İspanyol oyuncu sahada olduğunda takımın ritmini ve temposunu belirleme görevini üstleniyordu ve en organize savunmaları bile açabilecek yaratıcılıkla pas kalitesine sahipti.

Nunez cezalı ve Roberto Firmino sahaya çıkarken, Jota da özlenenler arasında yer aldı. Liverpool, Sepp van den Berg, Nat Phillips, Bobby Clark, Harvey Davies ve Stefan Bajcetic'in yedekler arasında yer aldığı Old Trafford'da yedek kulübesine hücum anlamında sadece genç Fabio Carvalho'ya sahipti.

Jota ve Jones ay sonuna kadar antrenmanlara geri dönecekler ancak Keita, Thiago, Matip ve Konate en azından Eylül ayının ortasına dek takımda olmayacaklar.

Klopp Temmuz ayının başında Liverpool'un yeni bir orta saha oyuncusu transfer etmesi gerektiğini söyleyen gazetecilere transfere ihtiyaç duymadıklarını söylemişti. Aklından geçen son şey o bölgeyi güçlendirmekti.

Altı hafta sonra bu düşüncesinin değişip değişmediği merak ediliyor. Kadrosundaki dokuz orta saha oyuncusundan dördü sakat ve oynamaya hazır olan beş oyuncundan ikisi formsuz, ikisi 19 yaşında ve orta saha kadar forvette oynarken, biri 36 yaşında ve takımdaki rolünün kesinlikle daha az olacağını düşünerek yaz aylarında yeni sözleşme imzaladı.

Liverpool transfer yapmış olmak için transfer yapmamakla gurur duyuyor ve geçmişte olduğu gibi doğru oyuncu için doğru zamanı bekliyor. Bu sefer eldeki oyunculara güvenebilirler ancak bu büyük bir risk olacak.

Bir futbol maçını kazanmak istiyorsanız maçta geriye düşmenin pek de iyi bir fikir olmadığını anlamak için dahi olmaya gerek yok. Liverpool son yedi lig maçının her birinde geriye düştü ve skoru beraberliğe taşımak için mücadele etti.

Özellikle deplasman maçlarındaki bu kötü başlangıçlar endişe verici. Tıpkı Craven Cottage'de olduğu gibi Old Trafford'da da takımın ritim bulması yarım saat sürdü. İster gönül rahatlığı, ister zindelik veya toplu bir güven eksikliği ya da bunların hepsi olsun, bu durumun yakında düzelmesi gerekiyor. Cumartesi günü Bourmeouth'a karşı atılacak ilk gol hayati önem taşıyacak.

Sakatlık krizine ve yeni bir transfer ihtiyacına dair tüm konuşmalara rağmen Liverpool'un bazı yıldız oyuncularının Premier Lig'e oldukça formsuz başladığı da gözardı edilmemeli.

Örneğin Virgil van Dijk normal performansının oldukça uzağında. Fulham maçında Aleksandar Mitrovic tarafından oldukça zor durumda bırakılan oyuncu, Jadon Sancho'nun golünde de hata yaptı ve belki de Liverpool'un sorunlarının simgesiydi.

Trent Alexander-Arnold da Hollandalı oyuncu gibi sezona kötü başlarken, Anthony Elanga ve Marcus Rashford gibi isimler tarafından sürklase edildi. Jordan Henderson oynadığı iki maçta da vasatı aşamadı. Alisson Becker ise kolay gollere izin verirken, Roberto Firmino da her zaman bildiğimiz Firmino'un gölgesi gibi hareket ediyor. Klopp'un takımının yeniden kazanan bir takıma dönüşmüş için performansların artması gerekiyor.

Başarınızın büyük bir kısmı bir grup çekirdek oyuncunun parlak, benzersiz becerileri tarafından inşa edildiğinde o gruptan biri olmadığında bu başarıları tekrarlamak son derece zor olabilir.

Sadio Mane'nin ayrılmasının ardından Liverpool'da durum kesinlikle böyle görünüyor ve Senegalli yıldızın yeni takımı Bayern Münih'te iyi bir başlangıç yapması bu gerçeği kesinlikle kolaylaştırmıyor.

Mane'nin dinamizminin yanı sıra fiziksel ve mental gibi onu doğrudan değiştirmeyi neredeyse imkansız hale getirmişti. Bu nedenle Liverpool daha doğal bir 9 numara olan Darwin Nunez ile farklı bir rotanın peşinden gitti.

Nunez Liverpool'da hiç şüphesiz kendisini geliştirecek ancak Old Trafford'da Mane'nin çevikliği ve kalitesi birçok şeyi değiştirebilirdi.

Klopp ve oyuncuları bu fikri reddedebilir ama inişlik ve çıkışların amansız yoğunluğu Liverpool'u yıpratmış olabilir.

Bir tür akşamdan kalmalık bu sürecin ardından kaçınılmaz görünüyordu ve bu kadar uzun süre üst düzey seviye performans gösterdiğinizde yeniden aynı havaya girmek hiç de kolay olmaz.

Hepsi hayati önem taşıyan ve çoğu bıçak sırtı 63 maçtan sonra tüm bu ihtişama rağmen geçen sezon Liverpool için acıyla sona erdi. Her şeyden çok istedikleri iki kupayı kaybettiler.

Geçen sezonun tamamında 22 puan kaybeden takım henüz şimdiden yedi puan bıraktı ve önümüzdeki haftalarda daha fazla kaybetmeyi göze alamazlar.

Bazen sadece hissedersiniz. Herkesin gergin olduğu, sadece bir şeylerin yanlış gitmesini beklediği hissi birçok kişi için tanıdık olabilir. Şu anda Liverpool'daki atmosfer de böyle gibi hissediliyor.

Liverpool kadrosu uzun zamandır mutluydu ancak şu an mutlu değiller. Sahada birbirleriyle tartışıyorlar, menajer bir cadının laneti hakkında konuşıyor ve ayrılmak isteyen oyuncular hakkındaki haber sayfaları süslüyor.

Taraftarlar da Manchester City'yi geçebilecekleri konusunda endişeye düşmüş durumda. Elbette farklı bir bakış açısına ihtiyaç var. Üç maçta sorun yaşayan tek takım Liverpool değildi ve Chelsea ile City de puan kaybetti.

Liverpool'un bu hafta sonu Bourmeouth karşısında bir galibiyete ihtiyaç duyduğu çok açık ancak bunun da ötesinde herkesten çok kendilerini de ikna edici bir performansa ihtiyaçları var.