PORTRE | Sergio 'Kun' Agüero: Yoksulluktan zirveye

Sergio Agüero hayata gözlerini, Arjantin'in Buenos Aires kentinin kenar mahallelerden birinde, çok zor şartlarda açtı.

Yedi çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Agüero'nun ailesi yoksulluğun pençesinde, derme çatma bir evde yaşıyordu. Üstelik, annesi Sergio'ya altı aylık hamileyken şehri vuran kasırgada evleri sel suları altında kalmıştı.

Sergio dünyaya geldiğinde annesi 18, babası ise 19 yaşındaydı ve ikili evli değildi. Bu nedenle Sergio babası Leonel Del Castillo'nun soyadını değil, annesinin soyadı olan Agüero'yu taşımak zorundaydı.

Doğum için ilk gittikleri hastanede komplikasyonların meydana gelmesi halinde ortaya çıkacak masrafları ödeyemeyecekleri gerekçesiyle geri çevrildiler. Neyse ki onları kabul edecek daha küçük bir hastane buldular ve doğum sorunsuz bir şekilde gerçekleşti.

Aile, Sergio iki yaşındayken Buenos Aires'in güneyindeki Florencio Varela'ya taşındı. Buradaki komşuları Jorge Chetti, Sergio'ya meşhur lakabını veren kişiydi. Chetti, Sergio'nun televizyonda izlemeyi sevdiği, 'Wanpaku Amukashi Kum Kum' isimli bir Japon çizgi filminden esinlenerek küçük çocuğa bu lakapla seslenmeye başlamıştı.

Sergio ilerleyen yıllarda verdiği bir röportajda lakabını özel olduğu için sevdiğini ve ismini bir çizgi film karakterinden alan fazla sporcu bulunmadığını söyleyecekti.

Sergio üç yaşındayken aile bir kez daha yollara düştü ve yeni adres Quilmes-Bernal sınırındaki Los Eucaliptus oldu. Bu yoksul semtte çocukların futbol sahası olarak kullandığı çok sayıda arsa vardı. Agüero futbol yeteneklerini ilk olarak bu toprak sahalarda göstermeye başladı.

Yaşı ilerledikçe yetenek avcılarının dikkatini çeken 'Kun', 2003'te Independiente altyapısına katıldı ve 2005'te A takıma yükseldi.

Independiente'de harika bir performans sergileyen Agüero, henüz 17 yaşında olmasına rağmen Arjantin U20 milli takımına seçilmeyi başardı. Bu hızlı yükselişin onu Avrupa'ya taşıması da uzun sürmedi. 2006'da Atletico Madrid'e transfer olan Agüero, kısa sürede Avrupa'nın önde gelen forvetleri arasına girdi.

Atletico'da geçirdiği beş sezonda 230 maçta 100 gol atan Agüero, 2011'de Manchester City'ye transfer oldu. Golleriyle City'yi Premier Lig'in zirvesine taşıyan Agüero, burada geçirdiği 10 yılda tam 15 kupa kaldırdı.

Manchester City ile Premier Lig'de beş kez şampiyonluk sevinci yaşayan Agüero, QPR'a attığı unutulmaz son dakika golüyle, 2011/12 sezonunda Roberto Mancini yönetiminde kazanılan ilk şampiyonluğu getiren isim olmuştu.

Agüero, Premier Lig'de attığı 181 golle, lig tarihinin en golcü yabancı oyuncusu. Arjantinli tüm oyuncular arasında ise en golcü dördüncü isim.

Ocak 2020'de Manchester City'nin Aston Villa'yı 6-1 yendiği maçta üç gol atan Agüero, Premier Lig'deki 12. hat-trick'ini yaparak bu kategoride zirveyi Alan Shearer'dan devralmıştı.

Ekim 2015'te sadece 66 dakika sahada kalmasına karşın Newcastle United ağlarına beş gol gönderen Agüero, Premier Lig tarihinde bir maçta beş gol atan beş isimden biri olmuştu.

Agüero ayrıca, Manchester City formasıyla attığı 184 golle kulüp tarihinin açık ara en golcü ismi.

Agüero'nun sağ kolunda, J. R. R. Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi hikayesi için yarattığı elf rünleriyle 'Kun Agüero' yazılı. Sergio'nun sol kolunda ise oğlunun adı ve doğum tarihini içeren bir dövme yer alıyor.

Sergio Agüero, Arjantinli futbol efsanesi Diego Armando Maradona'nın kızı Giannina ile dört yıl evli kaldı. Ancak çift 2013 yılında boşanma kararı aldı.

2008 yılında tanışan çift, 2009'da evlendiğinde Sergio 20, Giannina ise 19 yaşındaydı. Sergio'nun 2011'de Atletico Madrid'den Manchester City'ye transfer olması ikilinin arasını açtı. Giannina, Madrid'de kalmayı tercih ederken, araya giren mesafe ayrılığa kadar gitti.

Sergio'nun Giannina'yla evliliğinden olan tek çocuğu Benjamin, şu anda 12 yaşında. Babasının ve dedesi Maradona'nın genlerini taşıyan Benjamin'in ilerde bu ikili kadar yetenekli bir futbolcu olup olamayacağı büyük merak konusu.

İlginçtir, Benjamin'in favori oyuncusu Leicester City'nin santraforu Jamie Vardy. Sergio Agüero, City'deyken Leicester ile oynadıkları bir maçtan sonra Vardy'nin formasını almış ve bunu oğlunun istediğini söylemişti.