Erik ten Hag'ın Man Utd'deki ana hedefleri

Ronaldo, United'ın umutları için kesinlikle çok önemli.

Sorun ve çare olarak etiketlendi. Ancak tamamen işine odaklanan bir Ronaldo'nun faydaları, olumsuzluklardan daha ağır basıyor.

Geçen sezon bir kez daha tüm müsabakalarda attığı 24 golle yıkıcı bir pivot olduğunu kanıtladı. United; Erling Haaland ve Darwin Nunez'in City ve Liverpool'a transferlerinden sonra yıldız futbolcusuna bir kez daha güvenmek zorunda kalacak.

Ten Hag, modern forvetler gibi baskı yapmayacağını kabul ederken, Portekizliyi kendi sistemine uydurmanın bir yolunu bulacak.

United, Ronaldo'nun kale önündeki bitiriciliğine ve diğer oyuncuların boşluğunu doldurmasına güvenmek zorunda kalacak.

Bu, United için çok kritik ve hassas bir denge.

Jadon Sancho, Gareth Southgate'in İngiltere takımının önemli bir parçası.

FIFA, takım kadrolarının sayısını 26 oyuncuya çıkardıktan sonra Katar'a gitmek için gereken her şeye sahip. Ama önceliği United kariyerine başlamak.

Sancho'nun, Cristiano Ronaldo'nun 2009'da ayrılmasından bu yana United taraftarlarının haykırdığı ikonik kanat oyuncusu olması gerekiyordu.

Hâlâ da öyle olabilir.

Ralf Rangnick yönetiminde bazen parlak anlar yaşadı ve Ten Hag'ın, oyunu bu olumlu örneklerin üzerine inşa etmesi gerekecek.

Marcus Rashford, yeni menajerin sevgisine ihtiyacı olan bir diğer isim.

Ayrıca Dünya Kupası'ndaki yeri için savaşıyor ve Ten Hag'ın, kendisini hücumun solunda oynamasına izin vermesini istiyor.

Ten Hag, Rashford ve Sancho'dan en iyi şekilde faydalanabilirse, United'ın hücumuna yeni bir soluk getirecek.

İlk sezonunda mutlak minimum şart, United'ı Avrupa futbolunun en üst sıralarına geri getirmek.

Sadece kas hafızasıyla Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazanacak bir kulüpten, bunu kaçırmaya fazlasıyla alışmış bir kulüp haline geldiler.

Ten Hag için sorun, Antonio Conte yönetimindeki gençleşmiş bir Tottenham, gelişen bir Arsenal ve oturmuş takıma sahip Chelsea'nin ciddi ilk dört adayı olması.

Belki de zenginleşen Newcastle bile bu yarışa girebilir.

United, arka arkaya ikinci yıl Şampiyonlar Ligi'ni kaçırırsa, sezonun başarılı olduğunu iddia etmek zor olur.

United'ın en son kupa almasından bu yana beş yıl geçti. Beş boyunca boş vaatler, yeniden yapılanmalar ve değişiklikler yaşandı.

Mourinho onlara 2017'de Carabao Cup ve Avrupa Ligi'ni kazandırdığında eski günlere geri dönüleceği hissedilmişti.

Onları bir sonraki sezonda ligde ikinciliğe ve FA Cup finaline yönlendirdi.

Daha sonra United, City ve Liverpool'un hükmettiği ve yeni standartları belirlediği ligde şampiyonluk yarışını uzaktan izlemek zorunda kaldı.

Acı verici bir şekilde United, Solskjaer döneminde düzenli olarak yarıştan uzak kaldı.

Ten Hag, Ajax'ta geçirdiği süre içinde üç Eredivisie şampiyonluğu ve iki Hollanda Kupası kazanarak kupaları toplamaya.

Şimdii Old Trafford'da herhangi bir kupayı almayı hedeflemeli ve bunu başarmalı.

United taraftarlarının çoğunluğu, şampiyonluk mücadelesinin bu sezon gelmeyeceğini biliyor. Görmek istedikleri şey, gelişme.

City'nin 2018'deki şampiyonluk kutlamalarını geciktiren 3-2'lik derbi galibiyeti, Paul Pogba'nın kırmızı formayla en güzel anı olabilirdi. Etihad Stadyumu'nun gözyaşları içinde görülmesi, United taraftarlarına gerçekten kutlayacak bir şey verdi.

Aynı şekilde, Scott McTominay 2020'de 2-0'lık bir derbi galibiyetini getirdiğinde çıkan kükreme, Old Trafford'un çatısını kaldıracak gibiydi.

United, sezonun üçüncü maçında Liverpool; ekim başında ise City ile karşı karşıya geldiğinde Ten Hag, son yıllarda ligi domine eden iki menajere karşı kafa tutma fırsatı bulacak..

Bir yönetim dehası olmasının yanı sıra, Klopp'un başarısının kökleri Liverpool'un bazı gerçeklerinde yatmaktadır.

Taraftarlarla olan bağlantısı, City'de Guardiola'nın bile taklit edemediği bir şey.

Klopp, Liverpool'un en iyi geleneklerine sahip, şehrin kırmızı yarısını büyüleyecek bir takım teslim etti.

Gerektiğinde kulüp sahiplerine, özellikle Avrupa Süper Ligi'ne karşı konuştu. O, onlardan biri ve bu çok fazla iyilik satın alıyor.

Solskjaer, saltanatının hiçbir yere varmadığı açıkken bile kendisine gösterilen sadakati açıklayan United taraftarlarını kazandı.

Ten Hag'ın bu yolculukta taraftarlarını da yanında götürmesi gerekiyor.

Sonuç olarak her menajer için iyi ve kötü sonuçlar olur. Hollandalı, taraftarları dinler ve taç çizgisinde, yönetim kurulu odasında ve antrenman sahasında onlar için bir ses olursa, bu dünyayı değiştirebilir.

Van Gaal ve Mourinho, United taraftarlarını Ferguson sonrası dönemde ne beklemeleri gerektiği konusunda yeniden eğitmek için çok fazla zaman harcadılar.

Ancak United taraftarları kazanan bir takım, çekici bir futbol ve kupalar bekliyor – bahane değil.

United'ın son dokuz yıldaki sorunlarının büyük bir kısmı, menajer atamalarında tutarlılık eksikliği oldu.

Moyes, Van Gaal, Mourinho ve Solskjaer dönemlerinde futbol felsefesinde değişimler oldu. Sonuç olarak United, geçmişi Sir Alex Ferguson'a kadar uzanan beş farklı menajer tarafından bir araya getirilen şişirilmiş, karmakarışık bir kadroyla baş başa kaldı.

Van Gaal'in aşırı sahiplenmeye dayalı sistemi umutsuzca heyecandan yoksun, Mourinho'nun pragmatik, savunmacı oyun tarzı Pep Guardiola ve Jürgen Klopp'a kıyasla sıkıcı göründü.

Solskjaer, özellikle Paris Saint-Germain'e karşı, heyecan verici performanslar açısından daha fazla vurgu yaptı. Ancak kontratak sistemi daha küçük takımlara karşı tutmadı.

Ten Hag'ın kendi felsefesini hızlı bir şekilde uygulaması gerekiyor - hemen sonuç vermese bile.

Taraftarlar, onun ne yapmaya çalıştığını görebilirlerse sabırlı olacaklar ve bunun gerçekten ileriye giden yol olduğuna inanacaklar.

Solskjaer, elinden gelenin en iyisini yaptı ve takımı teslim etti. Bunu,tutarlı bir şekilde kazanan bir formüle dönüştürecek kadar iyi bir hoca değildi.

Van Gaal ve Mourinho, geçmişte kendilerine başarı getiren felsefelerden sapamayacak kadar dogmatiktiler.

Ten Hag, büyük ölçüde futbol ideolojisi nedeniyle takıma getirildi ve bunu hızla aşması gerekecek.