YORUM | Onur Özgen @ozgenonur
İki takımın bu stattaki yaklaşık 13 ay önceki son buluşmasında oyunu da skoru da kazanan taraf Fenerbahçe’ydi. Fakat o maçtaki Fenerbahçe on birinden sadece üç oyuncu kalmıştı: Volkan Demirel, Mauricio Isla ve Hasan Ali Kaldırım. Teknik direktörü ise üç defa değişmişti.
Başakşehir on birinde de altı değişiklik vardı belki. Ama teknik direktör ve oyun aynıydı. Üstelik daha da çeşitlendirilmişti.
“Bugün Fenerbahçe oynatmamaya geliyor, bu çok değerli. Biz kendi oyunumuzun geri bildirimini yaparız. Ama şampiyonluğa, şampiyon gibi oynamaya devam edeceğiz” demişti Abdullah Avcı, 13 ay önce rakibine 2-0 kaybettiği maçın ardından ve bu açıklamalarıyla çok tepki de çekmiş, kendini beğenmişlikle ve manipülatif davranmakla suçlanmıştı.
Ama aslında söylediklerinde haksız değildi. Çünkü o maçta Fenerbahçe kendilerini ancak topu bırakarak yenebileceklerini kabul etmişti ve Avcı için bu durum uzun vadede galibiyet anlamına geliyordu. Nitekim aradan geçen 13 ayda Fenerbahçe büyük bir değişim sürecine girdi ve daha da geriye gitti. Başakşehir ise ısrar ettiği topa sahip olma oyununu küçük rötuşlarla daha güçlü hâle getirdi.
AA
Fakat şampiyonluklar hiçbir zaman düz bir çizgide kazanılmaz. Elbette ancak oyunlarını rakiplerine kabul ettirebilenler şampiyon olabilir. Ama şampiyon olmak için bazen oyunundan feragat etmek de gerekebilir. Başakşehir, bu sezon ikisini de yapabildiği için geçtiğimiz sezonlara göre daha az puan kaybediyor. Bu akşam da Fenerbahçe karşısında sezon özeti gibi bir maç oynadı.
Bu defa 13 ay öncesindeki gibi topun tek hâkimi yoktu. İlk 15 dakikada Fenerbahçe’nin %63’lük topla oynama üstünlüğü bulunuyordu. Ama Başakşehir, bu anlardaki ön alan baskısıyla rakibine oyun üstünlüğünü vermedi. Bu arada golü de buldular ve ilk yarının son bölümünde topu da almaya başladılar. İki takım arasındaki kalite farkı da bu bölümde ortaya çıktı. Fenerbahçe, önde basmak istese de Başakşehir hep bir fazla kişiyle oynuyor gibiydi. Bunun da nedeni pas opsiyonlarının fazlalığıydı.
Geçtiğimiz sezon Başakşehir, topa sahip olduğunda geriden sadece stoperleriyle oyun kurabiliyordu. Stoperlerine baskı uygulandığında ise zorlanıyordu. Bunu en iyi uygulayan da Kocaman'ın Fenerbahçe'si olmuştu. Bu sezon ise kalecisi ve bekleri de oyun kurabiliyor ve bu yüzden Başakşehir’e karşı önde basmak artık çok daha riskli bir seçenek. Nitekim Fenerbahçe’nin rakip yarı alanda pres uygulamaya çalıştığı birçok pozisyonda Mert Günok’un isabetli uzun paslarıyla ya da Junior Caiçara ve Fedor Kudryashov’un merkeze yanaşıp ekstra pas opsiyonu olmalarıyla Başakşehir’in bu baskı anlarından kolayca kurtulabildiğini gördük.
İkinci yarıda ise oyun yine bambaşka bir hâl aldı. Ersun Yanal’ın Eljif Elmas’ın yerine Mehmet Ekici’yi sokması ve hem Mauricio Isla’nın hem de Hasan Ali Kaldırım’ın daha fazla hücuma katılmalarıyla Fenerbahçe tıpkı ilk 15 dakikadaki gibi topu geri aldı; ama bu defa oyun üstünlüğünü de ele geçirdi.
75. dakikaya kadar süren Fenerbahçe’nin bu oyun üstünlüğüne, Başakşehir iki şekilde cevap verebilirdi: Ya derinde bekleyip geçiş fırsatları kovalayarak ya da topu yeniden alarak. Birincisini seçti ve belki de bu sezon ilk defa hem oyun hem de pozisyon üstünlüğünü bu kadar uzun süre rakibe verdi. Fenerbahçe bu anlarda özellikle Miha Zajc ile iki net gol fırsatı yakaladı, ama değerlendiremedi. Hak ettiği gol ise Joseph Attamah’ın bireysel hatasıyla geldi.
Bu hata aynı zamanda Avcı’yı da uyandırdı ve oyundan iyice düşen Arda Turan’ın yerine Stefano Napoleoni’yi aldı. 1-1’den sonra yeniden topu alan ve set hücumlarına yönelen Başakşehir ise 83’te Edin Visca, Marcio Mossoro ve Napoleoni üçgeniyle, yıllardır en kolay attığı golü hatırladı: Rakip stoper ve bekin arasındaki iç koridora topsuz koşu yap, o bölgeye bir anahtar pas yolla, son çizgiye in, içeriye yerden çevir ve boş kaleye at.
AA
Bir maçta kendi oyununuzdan çok uzaklaşmış olabilirsiniz. Standardınızın çok altında bir performans göstermiş de olabilirsiniz. Ama heybenizde anları oynama becerisi ve güçlü bir oyun pratiği varsa, her şeye rağmen kazanmanın bir yolunu bulabilirsiniz. Başakşehir de bu akşam öyle yaptı ve maç fazlasıyla da olsa ilk defa bütün rakipleriyle arasında çift haneli puan farkı yakaladı.
Fenerbahçe ise tıpkı Beşiktaş maçında olduğu gibi ikinci yarıda daha iyi oynadığını ve maçı kazanmayı hak ettiğini düşünebilir. Ama 26 haftadır elindeki en güçlü oyunun ne olduğuna ve bu oyunu hangi oyuncularla oynayacağına karar verememiş bir takıma tek yarılık performanslar yetmez.