Bundesliga'da son 10 sezonun tamamında şampiyon olarak Alman futbolunda büyük bir hegemonya kuran Bayern Münih, son yıllardaki bu dominasyona rağmen yıllar önce oldukça zor zamanlar da geçirmişti.
Alman basınından Abendzeitung München gazetesi Alman devinin küme düşmeme mücadelesi verdiği 1991-1992 sezonunu masaya yatırdı.
Bundesliga'nın dört takımın lige veda ettiği, 20 takımla oynanan ve galibiyetlere iki puan verilen yıllarında 91-92 sezonunu sezonu 36 puanla 10. sırada tamamlayan Bayern Münih, oldukça kötü bir dönemden geçtiği sezonda düşme tehlikesini derinden hissetmişti.
Sezonu üç teknik direktörle tamamlayan Bayern Münih o dönem, şimdiki istikrarından uzaktı.
38 maçlı fikstürde sezonu, ligi 17. sırada tamamlayan ve küme düşen Stuttgarter Kickers takımının sadece beş puan önünde tamamlayan Bayern, kupada ise ikinci tur karşılaşmasında 9 bin biletli seyircisinin önünde 2. Lig takımı FC 08 Homburg'a 4-2 mağlup olmuştu.
Bayern söz konusu sezonda UEFA Kupası'nda ise B1903 Kopenhag'a 2-6 ve 1-0'lık skorlarla elenmişti.
Sakatlıklar düzeni bozdu
Bundesliga'da önceki iki sezonu şampiyonlukla tamamlayan Bayern Münih 1991-1992 sezonuna da önceki iki yılın teknik direktörü Jupp Heynckes ile başlarken, kaptan Klaus Augenthaler'in futbola veda etmesi, Jürgen Kohler ve Stefan Reuter'in ise Juventus'a transfer olması Bayern Münih'in sezon boyunca savunmada büyük zaaflar yaşamasına neden oldu.
Sezona yaklaşık 15 milyon mark harcayarak başlayan ve Kaiserslautern'in golcüsü Bruno Labbadia'yı renklerine bağlayan Bayern Münih, savunma hattını ise Oliver Kreuzer ve Thomas Berthold ile güçlendirmeye çalışmıştı.
Takıma bu dönemde katılan kulüp tarihinin ilk Brezilyalı oyuncularından savunma oyuncusu Bernard büyük bir hayal kırıklığı yaratırken, forvet Mazinho da bekleneni verememişti.
Forvet oyuncusu Brian Laudrup'un çapraz bağlarının yırtılması ve takımın daha sonra Beşiktaş forması da giyecek olan olan kalecisi Raimond Aumann'ın da sakatlanması, Bayern Münih'i büyük bir krize sokmuştu.
Aumann'ın daha sonra Adanaspor'a transfer olacak olan yedeği Sven Scheuer'in sakatlanması üzerine neredeyse hiç profesyonel deneyimi bulunmayan üçüncü kaleci Gerald Hillringhau ile oynamak zorunda kalan Bayern, Hillringhau'nun baskıdan bunalması nedeniyle çok zor anlar yaşamıştı.
Bu gelişme üzerine kaleyi önceki üç sezonu Fenerbahçe'de geçiren ve kulübün 103 gollü şampiyonluğunda kaleyi koruyan 37 yaşındaki Toni Schumacher'e emanet etme kararı alan Bayern Münih'in sorunlarına Schumacher de çare olamamıştı.
Hoeneß'in en büyük hatası
5 Ekim'de Münih Olimpiyat Stadı'nda alınan 4-1'lik Stuttgarter Kickers yenilgisi sonrasında daha sonra kulüp başkanı da olacak olan yönetici Uli Hoeneß, yakın arkadaşı olan teknik direktör Heynckes'in görevine son vermişti.
Hoeneß bu kararı yıllar sonra, "Kariyerimin en büyük hatası" diyerek açıklayacaktı.
Heynckes'in koltuğuna henüz 33 yaşında olan ve teknik direktörlük lisansı bulunmayan Sören Lerby otururken, Hoeneß takıma disiplin tahsis etmek için oyunculara 23.00'ten sonra sokağa çıkma yasağı getirmişti. Bu arada Schumacher'in kaledeki performansı Bayern'e biraz olsun nefes aldırmıştı.
7 Mart'ta gelen 4-0'lık Kaiserslautern yenilgisi sonrasında Lerby'nin de görevine son verilirken, göreve getirilen üçüncü isim Erich Ribbeck oldu. Bayern Münih'in o sezonunun bir daha asla tekrarlanmayacağını belirten Ribbeck'in bu sözleri ilerleyen yıllarda büyüsünü kaybeder mi bilinmez ama Bayern o sezondan sonra gerçekten de bir daha hiç benzer bir senaryo ile karşılaşmadı.
Kaos sezonuyla ilgili tek olumlu şey başkan Fritz Scherer'in kulübün efsane isimleri Franz Beckenbauer ve Karl-Heinz Rummenigge'yi Ekim 1991'den itibaren başkan yardımcıları olarak yönetime katılmaya ikna etmesi oldu. Her iki ismin de Bayern Münih'in sonraki sezonlarda hem Almanya hem de dünya futbolunda zirveye yerleşmesinde oynadıkları rol göz önüne alınırsa, bu kötü sezon Bayern Münih için tam bir kırılma anı olmuştu.
Daha fazla okuma



